Ramazan Ayı
Oruç ve Kur’an mevsimi yeniden geldi. Kelime anlamında saklı olduğu gibi bizi tozlardan arından yağmur misali günahlarımızdan arındırmaya geldi. Ramazan öyle bir ay ki, toplumda herkesi etkiliyor. Yani ben buradayım diyor. Şükür ki bize ramazan ayı ikram edilmiş. Şükür ki bize oruç hediye edilmiş. Şükür ki Rabbim bizi acıyıp vahyini, Kur'an-ı Kerim’i lütfetmiş.
Ramazan ve Ahiret Bilinci
Her ibadet öncelikle bizi temizler. Niyetle başlarız. Bize kıvam verir. Bizi yeniden inşa eder. Orucun birçok hasleti vardır. Resulü Ekrem’in lisanından öğreniyoruz ki oruç,kötülüklere kalkandır. Sabrı öğretir. Bedenimize ve ruhumuza sıhhat kazandırır. Sahurlar berekettir. İftarlar sadece aile efradı ile değil, tanıdık tanımadık birçok gönle girmemize vesile olur. Sadaka-ı fıtır, zekat ve yardımlarla ihtiyaç sahiplerinin yüzü her zamankinden fazla güler.
Sadece evlerimiz değil, camilerin neşesi farklılaşır. Sokaklar ve çarşılara bile ramazan ayı iner ve kendini hissettirir. Ramazanın içinde var olan güzellikler esasında bizi büyük güne hazırlar. Oruumuzu sadece Allah için tutarız. Çünkü kıyamet var. Zaten istesek de oruca riya karıştıramayız. Biz sadece ağzımızla değil, bedenimizle ve ruhumuzla da oruç tutarız. Yani esasında oruç bizi tutar. Kötülüklerden uzak eyler. Efendimizin nasihati ne kadar da anlamlı değil mi? Biz oruçlu iken bizi rahatsız edenlere karşı sadece “ben oruçluyum” dememizi öğretti. Kötülükleri başınızdan savın, oralarda oyalanmayın tembihatıdır bu. Çünkü ahiret var, hesap var. Ve biz dünyadaki işlerimizi ahiret yurdunu ve hesabı unutmadan yaparız. Oruç özelinde ramazandaki her bir güzellik bizi elimizden tutup bunun eğitimini yaptırır. Sabrı öğretir, başkalarının hâli ile hallenmeyi öğretir. Dünyanın faniliğini asıl olanın ahiret yurdu olduğunu öğretir.
Sahur bize başlangıç sınırını, haddimizi öğretir. İftar ise yine sınırımızı ama bu sefer Allah’ın izin verdiği vakti öğretir. Ayların sultanıdır ramazan. Çünkü sözlerin sultanı Kur'an-ı Kerim bu ayda nazil olmuştur. Efendimiz ile Cebrail arasında geçen o kutlu olayı mukabeleyi bu ayda ihmal etmeyiz. Kur'an-ı Kerim yoldaşımız olsun da kıyamet günü hesabımız kolay olsun diye. Sayfa, sayfa, satır satır okur veya dinleriz. Derdimiz sadece sevabı için değildir. Derdimiz aynı zamanda kendimizi ve toplumumuzu yeniden inşa etmektir. Yani Kur'an-ı Kerim bize ne diyor sorusunu en çok bu ayda sorar ve öğrenme derdinde oluruz.
Ramazan, Gazze ve Doğu Türkistan
Ramazan ayında yeryüzü büyük bir sofraya döner. Doğudan batıya dalga dalga oruçlar başlar, akşama da iftar anı gelir. Sonra namazlar ve teravih coşkusu vardır. Bu ramazan hüznümüz büyük. Yanı başımızda ve uzaklarda mazlum, mahzun ve mağdur kardeşlerimiz var. Rabbim bizi onlar için fiili ve kavli duayı birlikte yapanlardan eylesin. Ümmetin her bir ferdi için imkanımız ve gücümüz neye yeterse yerine getirmeyi nasip eylesin. Unutmayalım ki biz sofralarımızı donatırken onlar sahur ve iftar için oturacak sofra bulamıyorlar. Türkiye Diyanet Vakfımız hamiyetperver vatandaşlarımızın katkılarını ulaştırmak için üstün gayret gösteriyor. Her zaman ama özellikle bu mübarek ayda desteklerimiz devam etsin inşallah. Rabbim nusretini ihsan eylesin.
Duamız odur ki Rabbim idrak ettiğimiz mübarek ramazan ayının bereketini başta Gazze ve Doğu Türkistan’daki kardeşlerimiz olmak üzere hepimizin üzerimize ihsan eylesin.