Zekât: Yoksulun Hakkı
İslam, beş esas üzerine kurulmuştur. Zekât ibadeti de bu esaslardan biridir. Zekât ibadeti, dinen zengin olan Müslüman’ın yapması gereken bir farz olmanın yanında toplum için pek çok fayda sağlayan bir ibadettir. Zekât insanın özünde bulunan yardımlaşma duygusunu ortaya çıkarırken aynı zamanda onu cimrilik ve bencillik gibi kötü huylardan uzaklaştırır. Zekât ile Müslüman hem malını hem ruhunu kirlerden arındırmış olur. Zekât, yoksulun hakkı olduğu için verilir. Bu açıdan zekât, zenginin fakire bir lütfu değil; bilakis hakkı yerine ulaştırmasıdır. Çünkü insana zenginliği bahşeden Allah (cc) Teâlâ’dır. Nitekim Yüce Rabbimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Mallarında (yardım) isteyen ve (iffetinden dolayı isteyemeyip) mahrum olanlar için bir hak vardır.” (Zâriyât, 51/19) Yûnus Emre, insanın bu dünyada emanetçi olduğunu şu dizeleriyle ne güzel ifade etmiştir: “Mal sahibi, mülk sahibi/ Hani bunun ilk sahibi?/ Mal da yalan, mülk de yalan/ Var biraz da sen oyalan!”
Kütüphaneler Haftası (25 Mart - 31 Mart)