Zekeriya (a.s.)

Abone Ol

“Ve demişti ki:

‘Ya Rabbi! Benim kemikler iyice gevşedi, baş da ihtiyarlıktan parlamakta…

Ya Rabbi! Şimdiye kadar, Sana dua ettiğim için hiç bedbaht olmadım.” (I)

Sayısının 124 veya 224 bin olduğu söylenen peygamberlerden biri de Zekeriya’dır.

Ahirzaman peygamberinden çok kısa bir süre önce yaşayan, muştusunu ve ismini Allah’ın verdiği… tasdik edici, efendi, iffetli ve salih… Hz. Yahya’nın babası, Hz. İsa’nın da akrabasıdır.

Bir diğer önemli özelliği de Yahudiler tarafından ağaç kovuğunda testereyle öldürülmesine sebep olan Hz. Meryem’in bakıcısıdır. 

Hazreti Zekeriya’nın yaşadığı dönemde Kudüs ve havalisinin yönetimi Romalıların elindeydi. Orada yaşayan Millet veya egemen din ise Musevilikti.

O zamanlarda idarecileri domino eden, onlara yön vermeye çalışan Yahudilerdi.

Dünyaperes bu millet, hayatı çekilmez hale getirmişlerdi. Kendi istediklerinin dışındaki her türlü istek ve anlayışa şiddetle tepki gösteriyorlardı. Tepkiyle de kalmayıp, uyarıcı olarak gelen peygamberleri dahi öldürüyorlardı.

Kesin sayısı belli olmamakla beraber, Yahudilerin çok sayıda peygamber öldürdükleri bilinmektedir.

Nitekim Hz. Zekeriya ve Hz. Yahya’yı öldürüp, Hz. İsa’yı da öldürmeye teşebbüs ettiler. Fakat Cenab-ı Hakk O’nu katına yükseltti.

Yahudilerle ilgili hamurun çok su götürdüğü, götüreceği hemen herkesçe malumdur. Bu konuyu burada kesip Hz. Zekeriya peygamberden bahsedeyim.

O yaşlıydı.

Hanımı kısırdı.

Yaşadığı dönemde sosyal vasat çok düzgün değildi.

Gördüğü manzara Hz. Zekeriya’yı tedirgin ediyordu.

Bir ara kendinden sonra ne olacağını düşündü. İşin içinden çıkamadı. Her zorda kaldığında, her ihtiyaç hissettiğinde başvurduğu, topluma hakkı adaleti sağlaması için gönderen Rabbine dua edip isteğini dile getirdi. “Doğrusu benden sonra yakınlarımdan endişe ediyorum; karım da kısır… Bana katından öyle bir veli bağışla ki, bana ve Yakup hanedanına mirasçı olsun. Ya rabbi! Onu rızana ermiş biri kıl.”(ıı) Bir de “İşte Zekeriya: ‘Ya Rabbi! Bana katından temiz bir evlat bahşet. Şüphesiz, Sen duaları işitirsin.’ diye Rabbine orada dua etti.”(ııı)

Hz. Zekeriya duasında kendine varislik yapacak birini istedi. Her daim kendini destekleyen, isteğini hiç reddetmeyen Yüce Yaratıcı, Yahya isimli bir evlat vereceğini söyledi. “Ey Zekeriya! Sana Yahya adında bir oğlan çocuğu müjdeliyorum, daha önce bu adı hiç kimseye vermemiştik.” (ıv)

Zekeriya, kendinin yaşlılığı, hanımının kısırlığı sebebiyle bu işin nasıl olacağını merak etti. Allah: “Dedi ki; ‘Öyle ama senin Rabbin için bu iş çok basit. Daha önce, seni de bir şey değilken yaratmıştım’ dedi.” (V)

Bundan asla şüphe duymamasına rağmen bunun alameti nedir? Diyerek,  “Zekeriya yalvardı; Ey Rabbim! Bana bir işaret göster! İşaretin şudur ki, üç gün boyunca yüz işaretleri dışında insanlarla konuşamamandır! Rabbini hiç durmadan an ve gece gündüz O’nun sınırsız şanını yücelt!” (Vı) O’da işaretin dışında üç gün hiç konuşamadı. Ancak işaretle meramını anlatabildi.

Bir peygamberin Allah’ın emrine karşı itiraz etmesi, acaba, demesi elbette düşünülemez. Buradaki esrar, Hz. Zekeriya’nın inanmadığından değil, itminan olması içindi. Tıpkı Hz. İbrahim’in Rabbine ölüleri nasıl dirilteceğini sorması gibi:

O da: ‘Ey Rabbim! Ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster!’ demişti.

Rabbi ona:

‘Yoksa inanmadın mı?’ dedi.

İbrahim:

‘Hayır inandım. Fakat kalbimin mutmain olması için’ dedi.

Bunun üzerine Allah:

‘Öyleyse dört tane kuş yakala, onları yanına al, sonra –parçala- her dağın başına onlardan bir parça koy. Sonra da onları kendine çağır; koşarak sana gelirler. Bil ki Allah azizdir, hâkimdir’ (vıı)

Zekeriya’nın konuşamaması ibadetlerine, işaretle de olsa tebliğine mani değildi. Sadece insani ilişkileriyle sınırlıydı. Konuşamadığı bu süre zarfında dilini Allah’ı anmaktan başka şeylerle meşgul etmemesiydi.

Buradan hareketle diyebiliriz ki, her şeyin Allah’tan olduğunu bilen biri için ümitsizlik diye bir şey söz konusu olamaz.

İbadetin iliği olan duayı hiçbir zaman terk etmemeliyiz.

Allah her peygamberiyle bir gerçeği öne çıkartmıştır. Zekeriya peygamberle de kendinin yaşlı, hanımının kısır olmasına rağmen çocuk dünyaya getirmeleridir.  

I. Meryem; 4
II. Meryem: 5-6
III. Meryem;7
IV. Meryem:9
V. Alimran:41/Meryem;10
VI. Bakara:2/260