Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kocatepe Camii'nde hutbe irat etti, cuma namazını kıldırdı.

"Ümmet Olmak, Birlik Olmaktır" başlıklı hutbeyi okuyan Başkan Erbaş, dün olduğu gibi bugün de zalimlerin, ümmet-i Muhammed'i bölüp parçalama, İslam beldelerini işgal etme emellerinden vazgeçmediklerini ifade etti.

Zalimlerin, ümmetin birlik ve beraberliğini bozmak, onları birbirine düşürmek, dahası Müslüman'ı Müslüman'a kırdırmak için her yolu denediğini belirten Başkan Erbaş, "Hiçbir hak ve hukuk tanımayan bu caniler, dünyanın gözü önünde Gazze'de küçük büyük, kadın erkek, masum demeden insanları öz vatanlarında diri diri yakmakta, büyük bir soykırım gerçekleştirmektedir. Her geçen gün yüzlerce masum insan, ya bombalar altında can vermekte ya da açlıktan ölmektedir. Çocukların çığlıkları gök kubbeyi titretmekte, annelerin feryatları arşıalayı inletmekte, babaların çaresizliği insaf ve vicdan sahibi herkesin yüreğini dağlamaktadır. Yaşanan bu acıların temel sebebi, zalimlerin güçlü olmaları değil, Müslümanların dağınık, parçalanmış, tepkisiz ve duyarsız olmalarıdır. Ümmet bilincini kaybetmiş bulunmalarıdır. Birlikte rahmetin, ayrılıkta azabın olduğunu unutmalarıdır." diye konuştu.

Hazreti Muhammed'in buyurduğu üzere bugün, Müslümanların sayıca çok olmasına rağmen selin önündeki çer çöp gibi savrulmasının hazin olduğunu ifade eden Prof. Dr. Erbaş, "Vahşi canavarların avlarına saldırdığı gibi düşmanlarımız, İslam beldelerine saldırıyor. Aşırı dünya sevgisi ve ölüm korkusu, heybet ve azametimizi düşmanlarımızın kalbinden söküp atıyor. Yüce Rabb'imizin, 'Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız. Bölünüp, parçalanmayınız' emrine rağmen bizler, dünyevi menfaatler ve şahsi ihtiraslar uğruna gün geçtikçe birbirimizden uzaklaşıyoruz. Bu durum ise zalimlerin zulümlerini arttırmalarına sebep oluyor." ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, şöyle devam etti:

"Yeryüzünde barışın hakim olması, ancak ümmet-i Muhammed'in kardeşlik temelinde bir araya gelmesi, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesiyle mümkündür. 'Onlara haksız bir saldırı yapıldığında el birliğiyle kendilerini savunurlar' ayetine icabet ederek, birbirimizin yardımına koşmamızla mümkündür. 'Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize kin beslemeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları, kardeş olun' hadisi gereğince bir binanın tuğlaları gibi birbirimize kenetlenmemizle, bir bedenin azaları gibi birbirimizin acılarını paylaşmamızla mümkündür. 'Müminler ancak kardeştirler' ayetinin gereği olarak, dili, rengi, ırkı, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun müminler olarak, kardeşlik ruhuyla hareket etmemizle mümkündür. 'Doğrusu ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabb'inizim. Öyleyse bana itaat edin' ayeti mucibince Rabb olarak Allah'ı, din olarak İslam'ı ve peygamber olarak Hz. Muhammed Mustafa'yı kabul eden herkesi, İslam ailesinin bir parçası olarak görmemizle mümkündür. 'Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten menedersiniz ve Allah'a inanırsınız' ayeti gereği iyiliği emretmemiz, kötülüğe engel olmamızla mümkündür."

- "Birlik ve beraberliğimizi güçlendirmenin gayretinde olalım"

Müminlerin emiri Hazreti Ömer ile Selman-ı Farisi'yi, Habeşli Bilal ile Bizanslı Suheyb'i birbirine kardeş kılanın İslam olduğunu anımsatan Erbaş, bu kardeşliği korumanın ve gelecek nesillere aktarmanın, bir tercih ya da seçenek değil, imani bir zorunluluk, ahlaki bir sorumluluk olduğunu dile getirdi.

Aynı Allah'a iman eden, aynı peygamberin yolundan giden, aynı kitabı rehber edinen, aynı kıbleye yönelen Müslümanlar olarak el ele, gönül gönüle verme çağrısında bulunan Erbaş, "Aziz milletimiz ve tüm İslam alemi olarak, birlik ve beraberliğimizi, muhabbet ve kardeşliğimizi daha da güçlendirmenin gayretinde olalım." diye konuştu.

Bütün dünyaya, tüm insanlığa seslenen Erbaş, Gazze'de bir milletin topyekun yok edildiğini, hastane, okul ve mabetlerin dahi yerle bir olduğunu, sadece Müslümanların değil, onlara insani yardım ulaştıran yardımseverler, onların şifa bulması için çabalayan sağlık çalışanları, bu zulmü dünyaya duyurmak için çalışan basın mensuplarının bile katledildiğini söyledi.

Erbaş, bu zulmün elbet son bulacağını, mazlumların mutlaka kurtuluşa ereceğini belirterek "Zalimler, asla amacına ulaşamayacaktır. Buradan vicdan ve insaf sahibi insanları, bir avuç cinayet şebekesi ve suç ortaklarına karşı duyarlı olmaya, onurlu tepkilerini ortaya koymaya davet ediyorum. Unutmayalım ki, zulme rıza göstermek de zulümdür." dedi.

- "İnsan, vicdanıyla insandır"

Vicdan sahibi insanlara seslenen Erbaş, vicdanın ırkı, rengi ve coğrafyasının olmayacağını, insanın, vicdanıyla insan olduğunu bildirdi.

"Gözlerinizi gerçeklere kapatmayın, yaşananları görmemek için kendinizi karanlığa mahkum etmeyin" diyen Erbaş, "Vicdanınızın sesini dinleyerek insanlık düşmanı zalimlere karşı harekete geçin. Buradan kendilerini evrensel insan haklarının, hukukun teminatı olarak gören uluslararası kurum ve örgütlere sesleniyorum, Filistin'de masum insanlar, kadınlar, çocuklar katledilirken sesiniz neden çıkmıyor? Sizleri bu duruma kayıtsız kılan ölenlerin Müslüman olması mıdır?" ifadelerini kullandı.

Zalimlere, çocuk katillerine, işgalcilere seslenen Başkan Erbaş, "Bugün arkasına saklandığınız güç odaklarından aldığınız cesaretle uzak görseniz de bir gün mutlaka hesap vereceksiniz. Yüreklerinizdeki kin ve nefretin mahkumu olacaksınız. Masumların kan ve gözyaşlarında boğulacaksınız inşallah." diye konuştu.

Gazze halkına seslenen Erbaş, "Dünyanın en vahşi ve ahlaksız saldırıları karşısında büyük bir direniş gösteren aziz kardeşlerim, sizler sarsılmaz imanınızla dünyanın en özgür insanlarısınız. Sizleri hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Allah'ın lütfu keremiyle zafer inananlarındır ve zafer elbette yakındır." dedi.

Başkan Erbaş, hutbeyi okumasının ardından dünya genelindeki Müslümanlar arasında birlik ve beraberliğin sağlanması için dua etti.