Beden Mahremiyeti ve Tesettür
Bedenimiz, ruhumuz gibi Rabbimizin bize lütfettiği büyük bir nimet ve emanettir. İnanan her erkek ve kadın bu emanete sahip çıkmalı, bedenini salih amel işlemek için bir vesile bilmelidir. Zira ahirette gücümüzü, güzelliğimizi ve yeteneklerimizi hangi amaçla kullandığımızın hesabı sorulacaktır. Bedeni örtmek, kem göz ve sözlerden muhafaza etmek bedenimize karşı en önemli sorumluluğumuzdur. Bedenin örtülmesi dinî bir yükümlülük, fıtrî ve ahlâkî bir davranıştır. Örtünmek, insanın kendisi için yaptığı bir iyiliktir. Kendine saygının ve özeline sahip çıkmanın göstergesidir. Örtünmek hayâ duygusunun bir yansımasıdır. Doğduğunda bir örtüye sarılıp annesine emanet edilen insanoğlu, öldüğünde bir örtü altında yıkanır ve bir örtüyle kefenlenerek toprağa verilir. Mümin, kendi bedenine duyduğu saygıyı başkalarına da göstermeli, bakışlarıyla hiç kimseyi rahatsız etmemelidir. Halk arasında yaygın olan “Güzele bakmak sevaptır” sözünün yüce dinimizde hiçbir karşılığı yoktur.
---
I. Kosova Savaşı. (1389)
---
Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, asla içki içilen sofrada oturmasın. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1, 277)