Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu kürsüsünden dünyaya hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ana gündemi soykırımcı İsrail'in Gazze'deki katliamlarıydı. Erdoğan, kürsüden "Ey BM Güvenlik Konseyi, Gazze soykırımının önüne geçmek, bu zulme, bu barbarlığa 'dur' demek için daha neyi bekliyorsunuz?" dedi.
Gazze'nin dünyanın en büyük çocuk ve kadın mezarlığı haline geldiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bundan 70 sene önce nasıl Hitler insanlığın ittifakıyla durdurulmuşsa, Netanyahu ve cinayet şebekesi de insanlığın ittifakıyla durdurulmalıdır" açıklamasını yaptı.
- Filistin Devleti'ni bir an evvel tanınmalı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
Sizleri şahsım ve milletim adına en kalbi duygularımla selamlıyorum. Burada bulunmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum.
Atılan tarihi adımın Filsitin'in BM üyeliği adına son dönem olmasını temenni ediyorum. Filistin Devleti'ni bir an evvel tanımaya ülkeleri davet ediyorum.
Buradaki dostlarımın izlediği krizleri biz anbean yaşıyor ve yönetmeye çalışıyoruz. Gerilimin tam kalbindeki ülke lideri olarak sizlere hitap ediyorum.
"Birleşmiş Milletler yetersiz kalıyor"
Şuan çatısı altında bulunduğumuz BM 2. Dünya Savaşı sonrası barışı korumak için kuruldu. BM'den sonra istikrar ve huzura dair beklentiler yeniden yeşermişti. Ancak son yıllarda BM atıl bir yapıya dönüşüyor. Uluslararası barış ve güvenliği 5 ülkenin keyfine bırakılmayacak kadar önemli olduğunu görüyoruz. Son yıllarda Birleşmiş Milletler kuruluş misyonunu ifa etmekte yetersiz kalıyor, giderek işlevsiz, hantal ve atıl bir yapıya dönüşüyor.
7 Ekim'den beri 41 bini aşkın Filistinli hayatını kaybetti. 41 bin can acımasızca hayattan koparıldı. Çoğu çocuk 10 binden fazla Gazzelinin nerede olduğunu kimse bilmiyor. 172 gazeteci öldürüldü. Hayat kurtarmak için 500'ü aşkın sağlık görevlisi öldürüldü. İnsani yardım görevlileri, 210'dan fazla BM personeli öldürüldü. Cami ve kiliseleri vurdular. 130'dan fazla ambulansı vurdular. Utanmadan tüm dünyaya, buradan, bu kürsüden meydan okudular.
İsrail'in hapishanelerindeki görüntüler nasıl bir zulümle karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. İsrail Gazze'de uluslararası hukuku çiğnemeye devam ediyor.
- "Katliam şebekesini durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz?"
Dünyamızın geldiği seviyeye, elimizin altındaki teknolojiye rağmen, 8 milyarlık insanlık ailesi olarak 6 yaşındaki kız çocuğunu maalesef kurtaramadık. Bir lokma kuru ekmek, bir tas çorba bulamadığı için yüzlerce Gazze'li çocuk öldürülüyor. Batı'nın savunduğu değerler ölüyor. Buradan açık açık soruyorum. Ey uluslararası basın kuruluşları, İsrail'in canlı yayında katlettiği, ofislerini bastığı gazeteciler sizin meslektaşınız değil mi? Ey BM Güvenlik Konseyi, Gazze soykırımının önüne geçmek, bu zulme, bu barbarlığa 'dur' demek için daha neyi bekliyorsunuz? Siyasi ikbali için tüm bölgeyi savaşa sürükleyen katliam şebekesini durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz?
- "Filistinliler meşru direniş haklarını kullanıyorlar"
İsrail'e destek verenler bu katliama ortak olmanın utancının daha ne kadar taşıyacaksınız? Bebekler öldürülürken maalesef uluslarası toplum çok kötü bir sınav vermiştir. Filistin'de yaşananlar ahlaki çöküşün göstergesidir. İsrail yönetimi temel insan haklarını hiçe sayarak apaçık bir soykırım uygulamakta, topraklarını adım adım işgal etmektedir. Filistinliler ise bu işgale karşı meşru direniş haklarını kullanmaktadır. Filistin haklarının topraklarını işgal edenelere karşı gösterdiği direniş kahramancadır. Buradan bir kez daha canları pahasına vatanlarını savunan Filistinli kardeşlerimi yürekten savunuyorum. İsrail üzerinde etki sahibi ülkeler tavşana kaç tazıyı tut politikasıyla bu katliama destek veriyor. İsrail'e silah göndermeye devam ediyorlar. Bu tutarsızlık ve samimiyetsizliktir.
İşledikleri suçların hesabını vermeden vicdanlar rahata kavuşamaz. İsrail'in işlediği suçların cezasız kalmaması için Uluslararası Adalet Divanı'ndaki davayı takip ediyoruz. Nablus'ta barışçıl protesto eylemi sırasında başında vurulan Ayşenur Ezgi Eygi kızımızın kanının yerde kalmaması için her türlü mücadeleyi vereceğiz.
- "Biz tarih boyunca mazlumun yanında olmuş bir milletiz"
Gazze'de asıl sorun Filistin topraklarının İsrail tarafından işgal edilmesidir. Bağımsız bir Filistin devletinin vücut bulması daha fazla ertelenemez. Tüm bunları söylerken Tayyip Erdoğan olarak burada tarihten, ecdadımın adaletli duruşunu örnek alarak konuşuyorum. Biz tarih boyunca mazlumun yanında olmuş bir milletiz.
Sorunumuz İsrail hükümetinin katliam politikalarıyladır. Sorunumuz yine zalimle ve zulümledir. Biz hakkı haykırmaktan çekinmeyiz. Birileri rahatsız olsa da doğruları söylemekten korkmayız. Sonuna kadar doğru bildiklerimizi acı da olsa söylemeye devam edeceğiz. Din, dil, inanç gözetmeksizin Filistin halkı yanında yer alan tüm yürekli insanlara, özellikle üniversite gençlerine teşekkür ediyorum.
- İslam ve yabancı düşmanlığı
İslam ve yabancı düşmanlığının tüm dünyada hızla büyüdürüğünü görüyoruz. Avrupa'nın ortasında etnik kimlikleri nedeniyle insanların evleri ateşe veriliyor. Büyüyen bu tehlikeyi kesinlikle görmezden gelemeyiz. 15 Mart 2024'te kabul edilen karar tasarısının öngördüğü şekilde, en yakın zamanda BM'de 'İslamofobiyle Mücadele Özel Temsilcisi' atanmasını bekliyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam ve yabancı düşmanlığı ile ırkçılığın zehirli bir sarmaşık gibi dünyayı sarmakta olduğunu gördüklerini vurgulayarak, "Camilere ve mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılara şahit olmadığımız neredeyse tek bir gün yok. Avrupa'nın ortasında etnik ve dini kimlikleri nedeniyle insanların evleri ateşe veriliyor, hayatlarına kastediliyor, en temel hakları göz göre göre özellikle gasbediliyor. Büyüyen bu tehlikeyi kimse daha fazla görmezden gelemez. 15 Mart 2024 tarihinde kabul edilen karar tasarısının öngördüğü şekilde, en yakın zamanda Birleşmiş Milletler'de 'İslamofobiyle Mücadele Özel Temsilcisi' atanmasını bekliyoruz." diye konuştu.