Edebiyatın kandilleri: Ramazaniyeler
Özgün bir hayat tarzı geliştirerek Ramazan faaliyetlerine folklorik ve kültürel bir boyut kazandıran Türkler, Ramazan medeniyetinin tesirinde en seçkin şiirlerini klasik edebiyatta kaleme almıştır. Mevlit, Muhammediye, mesnevi gibi manzum eserler; münacat, tevhit ve naat adı verilen kasidelerle dinî hüviyet kazanan klasik Türk edebiyatının en eski türlerinden biri de ramazaniyelerdir. 14. asırdan itibaren görülmeye başlanan ve kaside tarzında yazılan bu şiirlerin adını ve kimliğini müstakil olarak bulabilmesi 15. yüzyılı bulmuştur. 17. yüzyıla gelindiğinde neredeyse hiçbir divan şairinin cazibesine kayıtsız kalamadığı bu tür, 18. yüzyılda artık iyice yerleşmiş bir gelenek hâlini almıştır. Şairler, her biri birer kandil mesabesinde olan kasideler ile Ramazan’ın gelişini muştulamışlardır. Bazen padişah veya vezir gibi devlet adamlarından birine takdim edilen, şiir meclislerinde okunan bu beyitler bazen camilerde, mescitlerde bazen de tekkelerde musikiyle birlikte terennüm edilmiştir.
---
Hz. Hasan’ın (ra) şehadeti (669)