Nazar ne demektir?
Arapça asıllı bir kelime olan “nazar”, “bakış ve görüş” anlamına gelir. Türkçede daha ziyade, “göz değmesi veya bakmak suretiyle maddî ve mânevî bir etki meydana getirmek” anlamına gelir. Bu anlamda Arapçada nazar kelimesi yerine, “ayn” veya “isâbetü’l-ayn” tabirleri kullanılır.
Halk arasında da yaygın olan, “Nazar, haktır ve deveyi kazana, insanı mezara koyar.” sözü, nazarın toplum nezdinde ne kadar güçlü bir olgu kabul edildiğini göstermektedir. Ayrıca, “Göz değmesi (nazar) gerçektir. Eğer kaderin önüne geçecek bir şey olsaydı nazar onun önüne geçerdi...” hadisi de nazarın etki gücüne işaret etmektedir. Bununla birlikte nazarın etkisinin sınırsız olmadığı ve ilâhî takdirin önüne hiçbir şeyin geçemeyeceği asla unutulmamalıdır.
Peygamberimiz (sas) “Göz değmesi (nazar) haktır.” (Buhârî, Tıbb, 36) buyurmuş, yüzünde sarılık gördüğü biri için; “Buna dua okuyun, çünkü kendisinde nazar var.” (Buhârî, Tıbb, 34) demiştir.
İbn Abbas (ra) diyor ki: Peygamberimiz (sas), Hasan ile Hüseyin’i nazar ve benzeri olumsuzluktan korumak için onlara şu duayı okurdu:
أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللّٰهِ التَّامَّةِ مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ وَهَامَّةٍ وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ لَامَّةٍ
Her türlü şeytan ve zehirli hayvanlardan ve bütün kem gözlerden Allah’ın eksiksiz kelimelerine (sonsuz iradesine ve hükmüne) sığınırım. (Buhârî, Enbiyâ, 13; İbn Mâce, Tıbb, 36) Hz. İbrâhim'in de oğlu İsmâil ve İshak’ı bu sözlerle Allah"ın (cc) himayesine havale ettiğini bildirmiştir.
Peygamber Efendimizin (sas) nazardan korunmak için Felâk ve Nâs surelerini de okuduğu nakledilmiştir (Tirmizî, Tıbb, 16; İbn Mâce, Tıbb, 32).
Kişi, başkasının nazarından korunma için dua ettiği gibi hoşuna giden ve dikkat çeken şeylere kendi nazarının değmemesi için de dua etmelidir.
Sahabeden Said b. Hâkim (ra) diyor ki; Peygamberimiz bir şeye göz değmesinden korkarsa şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Onu mübarek eyle ve ona zarar verme.” (Elbânî, I, 986, No: 9858)
Sahabeden Enes (ra)’in bildirdiğine göre Peygamberimiz (sas); “Kim hoşuna giden bir şey görür de;
مَا شَآءَ اللّٰهُ لَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللّٰهِ لَمْ يَضُرَّهُ “Mâşâallâhu lâ kuvvete illâ billâhi lem yedurrahu”
“Allah’ın dediği olur. O’ndan başka kuvvet ve kudret sahibi yoktur” derse, ona hiçbir şey zarar vermez.” (Beyhakî, Şuabü’lÎmân, IV, 90, No: 4370)
Hadislerden anlaşılmaktadır ki, insanın hoşuna giden ve dikkat çeken şeylere nazarının değmemesi için Allah’a dua etmeli ve zarar gelmemesi için O’na yalvarmalıdır. Peygamberimiz Efendimiz, farklı şekillerde bunun örneğini bizlere sunmuş ve söylenmesi gerekenleri öğretmiştir. (bk. Ahmed, III, 447; Hâkim, IV, 215–216) Konu ile ilgili bir ayette, verimli ve son derece göz alıcı bir bahçeye sahip olan ama Allah’a şükretmeyen, “maşallah” demeyen; neticede tüm serveti helâk olan nankör bir insandan bahsedilirken, ona nasihat eden mü’min bir kişinin şu sözlerine yer verilmektir.
مَا شَٓاءَ اللّٰهُۙ لَا قُوَّةَ اِلَّا بِاللّٰهِۚ “Bağına girdiğinde ‘Maşallah! Kuvvet yalnız Allah’ındır’ deseydin ya!” (Kehf, 18/39)