Her yaptığımız iş ve söylediğimiz sözün mutlaka ahirette bir karşılığı olacaktır. Ahirete kıyasla bir günün bir kısmı kadar olan hayatı, ölçülere, sınırlara riayet ederek ve yasaklardan kaçınarak yaşamaktan başka seçeneğimiz yoktur.

İnanan insan açısından durum böyledir. İnkarcıların halini ise Rabbimiz şöyle anlatmaktadır:

“Onlar dünya hayatının görünen yüzünü bilirler.Ahiretten tamamen habersizdirler.”(Rum,7)

“Kâfir olanlar (yani) ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlamış olanlar ise işte onlar azapta hazır bulundurulacaklardır.”(Rum,16) 

“Onlar dünya hayatının görünen yüzünü bilirler” ifadesi ne kadar dikkat çekicidir. 

Ruhu/kalbi/ahireti ihmal etmenin akıbeti çok acı olacaktır. 

Sadece ebedi hayat açısından değil,dünya hayatının huzur ve saadeti bakımından da durum farklı değildir.

Merhum Turgut Cansever’in tarihi sözlerini yeniden hatırlayalım:

“Şehirleri imar ederken nesilleri ihmal edersek, gün gelir ihmal ettiğimiz nesiller imar ettiğimiz şehirleri tahrip ederler.”

Yani dünyamız da maneviyatsız kurudur,kısırdır,huzursuzdur. 
Kaldı ki hep nimet,bolluk ve refah içinde bile geçse ömür, iman yoksa anlamsızdır. Kehf Suresinden bir kez daha okuyalım:

“De ki: “(Yaptıkları) işler bakımından en çok kaybedenleri size bildirelim mi?

(Onlar) iyi işler yaptıklarını sandıkları hâlde dünya hayatında çabaları boşa giden kişilerdir.

İşte onlar, Rablerinin ayetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr eden, bu yüzden işleri boşa giden kişilerdir ki biz onlar için kıyamet gününde hiçbir ölçü (terazi) tutmayacağız.” (Kehf,103-105)