Noktadan sanata hat
Kur’an-ı Kerim’i anlamanın ve onunla amel etmenin yanı sıra okunacağı zaman en güzel şekilde okumak, yazıldığı takdirde en güzel şekilde yazmak, kitap hâline getirirken en güzel şekilde tertip edip süslemek arzusu, geleneksel İslam sanatlarının doğmasını sağlamıştır. İslam sanatlarından olan hat sanatının doğuşunu hattatlar, Kur’an’ın nüzulünü başlatan ilk hitaba, “Oku!” emrine bağlar. Hat, Kur’an-ı Kerim ile sanat olmuştur. Hat için; “Cismani aletlerle icra edilen ruhani bir hendesedir.” denilir. Yazılacak metnin belli olmasına, harflerin yazılışının kaidelere ve ölçüye bağlı olmasına rağmen her harfin nokta hesabıyla bir ölçüsü vardır. Ruhu olan bir hüviyete bürünmesi hattı, hüsn-i hat yapar ve yüzyıllardır devam edegelen bir sanata dönüştürür. Esma-i hüsna, hilye-i şerif, ayet-i kerimeler, hadis-i şerifler, kelam-ı kibarlar, beyitler hat sanatının en önemli malzemesidir. Bunca kıymeti bir araya getirecek olan adanmış bir ruh, yazıyı iptidai hâlden alır, noktadan sanata götürür.
---
Bir Hadis: “Rabbimiz! İndirdiğine inandık ve Peygambere tabi olduk; artık bizi şahitlerle beraber yaz.” (Âl-i İmrân, 3/53)