Osmanlı döneminde çocuklar okul hayatına "Âmin Alayı" olarak adlandırılan törenle başlardı.
Osmanlı Devletinde çocuğun "dört yaş, dört ay, dört gün"lük olması eğitim hayatı için bir milat kabul edilir, bu yaşı tamamlayan çocuklar eğitim öğretimin ilk adımı olan sıbyan mekteplerine başlatılırdı.
Halk arasında "Âmin Alayı" olarak bilinen "Bed-i Besmele Cemiyetleri" tahsil hayatına adım atan çocuk için hatırası zihninde ömür boyu taze kalacak muhteşem bir mektebe başlama merasimiydi.
Mektepli sınıfına dâhil olacak çocuğun, merasim günü giyeceği kıyafet özenle hazırlanır, mektebe gidip gelirken cüzünü taşıması için kadife üzerine sarı sırma ipekten işlemeli bir cüz kesesi diktirilirdi.
İstanbul’da oturan ailelerin okula başlayacak çocuğu törenden önce Eyüp Sultan’a götürerek birlikte dua etmeleri âdetti.
Okula başlayacak çocuğun ailesi bir gün önceden mektebin hocasına haber gönderirdi.
Hoca da merasim günü Mektepteki diğer çocukları ikişerli sıra halinde dizer ilahici başının eşliği ile öndekiler yüksek sesle ve koro halinde ilâhiler okuyarak, arkadakiler de beyit aralarında "âmin!" diye bağırarak neşe içinde yeni başlayacak çocuğun evine gelirlerdi.
Âmin alayı eve doğru yaklaşırken çocuk kapıda bekletilir, eve gelince hoca dua eder, arkasından herkes "âmin!" derdi. Daha sonra çocuk, önceden süslenerek hazırlanmış bir arabaya veya "midilli" adı verilen ata bindirilir ve ilâhiler söylenerek çıkılırdı. Kafilenin önünde iki kişi atlastan yastık üzerinde cüz kesesi ile Elif-Bây'ı, arkasındaki, çocuğun mektepte oturacağı minderle okurken üzerine cüzünü koyacağı rahleyi taşır; onun arkasında çocuğun oturduğu araba veya midilli, sonra ikişerli sıra halinde mektebin hocası, ilâhiciler ve âminciler yürürlerdi.
Çocuğun ailesi ile davetliler ve halk kafilenin arkasında giderlerdi.
Bu şekilde "Âmin alayı" mektebe yeni başlayacak çocuğu evinden dualarla alır, şehrin sokaklarında bu şekilde bir müddet dolaşılarak çocuk mektebe getirilirdi. Çocuk ilk dersini aldıktan sonra hocasının ve davetlilerin ellerini öper, diğer talebelerden birisi kısa bir sure okur ve hocanın yaptığı dua ile tören biterdi.
Tören sonunda çocuğun ailesince hazırlanmış yemekler yenilir, hocaya, kalfaya, ilâhi okuyan ve âmin alayına katılan bütün çocuklara hediyeler ve harçlıklar dağıtılırdı.
Çocuğun eğitim hayatı boyunca unutamayacağı tatlı bir hatıra olan âmin alayı, günümüzde de güncellenerek uygulanabilecek bir eğitsel merasimdir.