Ölüm haberi duyunca
Hayat ne kadar gerçekse ölüm de o kadar açık bir hakikattir. Her canlı bir gün gelecek ölümü tadacaktır. Böylece misafir olarak geldiğimiz bu dünyadan, gerçek yuvamıza dönmüş olacağız. Sokrates’e: “Otuz zalim seni ölüme mahkûm ettiler.” dedikleri zaman: “Tabiat da onları.” demiştir. Ölümsüz ve ebedî olan ancak Allah’tır. Hayat ve ölüm, biz insanlar için tabi bir hâldir. İnsan bu hakikat karşısında Yüce Yaratıcıya sığınabilmeli ve serinkanlı olabilmelidir. Bir mümin ölümün Allah’tan geldiğini, inanan ve kötülüklerden sakınan kimseler için ölmenin Allah’a kavuşmak olduğunu bilir. Kişinin çok sevdiği yakını, tanıdığı veya dostu ruhunu teslim ettiği anda bu teslimiyeti koruması önemlidir. Bu gibi durumlarda şöyle denilmesi uygundur: “ Biz Allah’a aidiz ve tekrar O’na döneceğiz. Allah’ım! Onu salihlere ilhak et ve neslinin yerine ona yardımcı ol, onu ve bizi din gününde bağışla! Allah’ım! Onun ecrinden bizi mahrum etme, onun arkasından bizi fitneye dûçar etme!”
---
Balkan Harbi Başladı. (1912)
---
Allah sadece samimi bir şekilde ve kendi rızası gözetilerek yapılan amelleri kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)