“Hamd Allah’a mahsustur. O’na hamdeder, O’ndan yardım isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki; Allah’dan başka ilâh yoktur. Tektir, eşi ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O’nun kulu ve Rasûlüdür. 382
Ey nâs!
Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedî olarak bir daha berâber olamayacağım.
İnsanlar!
Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz Mekke nasıl kutsal bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, nâmus ve şerefiniz de öylece mukaddestir; her türlü tecâvüzden masûndur. 383
Ashâbım!
Yarın Rabbinize kavuşacaksınız. Bugünkü her hâl ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız. 384 Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsinler. Olabilir ki, bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak hıfzetmiş olur. 385
Ashâbım!
Kimin yanında bir emânet varsa, onu sâhibine versin. Fâizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Fakat aldığınız borcun aslını ödemek gerekir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah’ın emriyle bundan böyle fâizcilik yasaktır. Câhiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz de Abdülmuttalib’in oğlu amcam Abbas’ın fâiz alacağıdır. 386
Ashâbım!
Câhiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kal[1]dırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası, Abdülmüttalib’in torunu (am[1]calarımdan Hâris’in oğlu) Rabîanın kan davasıdır. 387
Ey nâs!
Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu konuda Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah’ın emâneti olarak aldınız. Onların nâmus ve ismetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, âile nâmusu ve şerefinizi kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer onlar sizden izinsiz râzı olmadığınız kimseleri âile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz. Kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise, örfe göre her türlü (meşru ihtiyaçlarını), yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir. 388
Mü’minler!
Size iki emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emânetler, Allah’ın kitabı Kur’an ve O’nun Peygamberinin sünnetidir. 389
Ey nâs!
Devâmlı dönmekte olan zaman, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü duruma dönmüştür. Bir yıl, l2 aydır. Bunlardan 4’ü Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep hürmetli aylardır. 390
Ashâbım!
Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden nüfûz ve saltanatını kurma gücünü ebedî olarak kaybetmiştir. Fakat size yasakladığım bu şeyler dışında, küçük gördüğünüz şeylerde ona uyarsanız, bu da onu sevindirir. Ona cesâret verir. Dininizi korumak için bunlardan da uzak kalınız. 391
Mü’minler!
Sözümü iyi dinleyin, iyi belleyin. Rabbiniz birdir, babanız birdir. Hepiniz Âdem’densiniz, Âdem de topraktan yaratılmıştır. Hiç kimsenin başkaları üzerinde soy sop üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük, ancak takvâ iledir. 392 Müslüman Müslümanın kardeşidir. Böylece bütün Müslümanlar kardeştir. Gönül hoşluğu ile kendisi vermedikçe, başkasının hakkına el uzatmak helâl değildir.
Ashabım!
Nefsinize de zulmetmeyin. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır. Bu nasihatlarımı burada bulunanlar, bulunmayanlara tebliğ etsinler. 393
Ey nâs!
Cenâb-ı Hak Kur’an da her hak sahibine hakkını vermiştir. Mirâsçı için ayrıca vasiyyet etmeye gerek yoktur. 394 Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa, ona âittir. Zina eden için ise mahrûmiyet vardır. Babasından başkasına soy (neseb) iddiâsına kalkışan soysuz, yahut efendisinden başkasına intisâba yeltenen nankör, Allah’ın gazabına, meleklerin lânetine ve bütün Müslümanların ilencine uğrasın. Cenâb-ı Hak böylesi insanların ne tevbelerini ne de adâlet ve şâhit[1]liklerini kabûl eder. 395
Ashabım!
Alllah’tan korkun, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, malınızın zekatını verin, âmirlerinize itaat edin. Böylece Rabbinizin Cennetine girersiniz. 396
Ey nâs!
Yarın beni sizden soracaklar, ne dersiniz? Ashâbı kiram:
- Allah’ın dinini teblîğ ettin, vazîfeni hakkıyla yaptın, bize nasihat ve vasiyette bulundun, diye şehadet ederiz, dediler.
Rasûlüllah (sas) mübarek şehâdet parmağını göğe doğru kaldırdı, cemâat üzerine çevirip indirdikten sonra üç defa:
- Şâhid ol Yâ Rab! Şâhid ol Yâ Rab! Şâhid ol Yâ Rab! buyurdu”. 397
---
382 Müslim 2/593 (Hadis No: 868); Ebû Dâvûd, 1/252 (Hadis No: 1097); İbn Mâce, 1/610 (Hadis No: 1892-1893).
383 El-Buhârî, 1/24; Tecrid Tercemesi, 1/63 (Hadis No: 61); Riyâzü’s-Sâlihîn Tercemesi, 1/253 (Hadis No: 203); Beyhakî, es-Sünen’ü’l-Kübra, 5/274; İbn Hişâm, 4/250.
384 El-Buhârî, 1/38; Tecrid Tercemesi, 1/99 (Hadis No: 101); Riyâzü’s-Sâlihîn Tercemesi, 2/111 (Hadis No: 701); İbn Hişâm, 4/250.
385 El-Buhârî, 5/126-127; Müslim, 2/889 (Hadis No: 1218); Beyhakî, Sünen, 5/140, Haydarabad, 1352; Tecrid Tercemesi, 10/437 (Hadis No: 1654), Riyâzü’s-Sâlihîn Tercemesi, 1/260-262 (Hadis No: 211).
386 Müslim, 2/889 (Hadis No: 1218); Ebû Dâvûd, 1/442 (Hadis No: 1905); Beyhakî, 5/275; İbn Hişâm, 4/251.
387 Ebû Dâvûd, 2/219, (Hadis No: 3334); İbn Hişâm, 4/251; Rabîa, oğluna süt anne bulmak için Sa’d Oğulları kabîlesine gittiğinde Hüzeyl onu öldürmüştü. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz koyduğu yasakları önce kendi yakınlarında uygulamıştır.
388 Tirmizî, 3/467, (Hadis No: 1163); Ebû Dâvûd, 1/442 (Hadis No: 1905); İbn Mâce, 1/594 (Hadis No: 1851); Riyâzü’s-Sâlihîn Tercemesi, 1/318-319 (Hadis No: 274); İbn Hişâm, 4/251.
389 Mâlik, el-Muvatta, 2/899 (Kader, 3); Müslim, 2/889-890 (Hadis No: 1218); Ebû Dâvûd, 1/442 (Hadis No: 1905); et-Tirmizî, 5/662-663 Hadis No: 3786, 3788); İbn Mâce, 2/1025 (Hadis No: 3074).
390 El-Buhârî, 4/126-127; Tecrid Tercemesi, 10/437-330 (Hadis No: 1654); İbn Hişâm, 4/251.
391 İbn Hişâm, 4/251.
392 Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/411 Kahire, 1313; Mecmau’z-Zevâid, 3/266 ve 8/84, Beyrut, 1967.
393 El-Buhârî, 1/35.
394 Ebû Dâvûd, 2/103 (Hadis No: 2870). 395 İbn Hîşâm, 4/253.
396 Et-Tirmizi, es-Sünen, 2/516 (Hadis No: 616); Riyâzü’s-Sâlihîn, 1/106 (Hadis No: 73).
397 Müslim, 2/890 (Hadis No: 1218); Ebû Dâvûd, 1/442 (Hadis No: 1905); İbn Hişâm, 4/250-253; Tecrid Tercemesi, 10/431-434.