Rahmân’ın has kulu olmak istersen
Allah Teâlâ, tevazu sahibi kişileri Kur’an-ı Hakîm’inde “Rahmân’ın has kulları” nitelemesiyle övmektedir. Mütevazı kişi Rabbini tanıyan ve haddini bilendir. Hak Teâlâ’nın göklerin ve yerin hükümranı olduğunu, her şeye gücü yettiğini ve her şeyi hakkıyla bilen olduğunun idrakindedir. Bu şuurla kâinatın yaratıcısının sonsuz kudreti karşısında acziyet ve mahfiyet içinde boyun eğip teslim olarak kulluğunu izhar eder. Rahmân’ın yarattıklarına karşı da büyüklenmez. Ayırım gözetmeden herkese barış ve esenlikle mukabelede bulunur ve böylece Rahmân’ın has kulu olarak ayet-i kerimede işaret buyrulan rahmetle sarmalanır. Tevazuun zıddı kibirdir. Kibirli insan sahip olduğu her ne varsa bunlara kendi çaba ve gayretiyle sahip olduğu vehmine kapılır. Rabbinin nimetlerine nankörlük eder ve şükretmez. Nimetin asıl sahibini unutmak hakkı inkâr etmektir. Bu sebeple kibir kötü huyların en tehlikelisi olarak görülmüştür.
---
Ortagüz Başlangıcı