Türkçenin süt dişleri: yunus emre şiiri
Yunus Emre, konuşma dilinin Türkçe, yazı dilinin Arapça ve Farsça olduğu bir dönemde Türkçe şiirde çığır açmıştır. Türk dilini bir baştan bir başa ilmek ilmek örerek Müslümanlaştırmıştır. O, tasavvuf felsefesinin mektep medrese görmemiş halk kitleleri arasında yaygınlaşmasını, öğrenilmesini sağlamıştır. Yunus Emre’nin en güçlü temsilcisi olduğu âşık tarzı şiir sonraki yüzyıllarda, divan edebiyatıyla aşık atacak kudrette örnekler ortaya koyacaktır. Büyük şehir merkezlerinde, meddahlar, kıssahanlar, şahnameciler, umumi yerlerde onun şiirlerini söylemiş, bazen klasik İslami bestelerle okumuş, şehir ve köylerde bu şiirler dilden dile aktarılarak yayılmıştı. Fuad Köprülü, Yunus’un sade bir dille ifade ettiği Türkçe fikirlerin Mevlana’nın Farsça şiirlerinden farklı olmadığını söyler. Yunus Emre’nin şiirleri, İslam’ın temel kaynaklarını temsil eder: “Yunus’un neşrettiği tasavvufi ahlak, evvela herkesi Kur’an ve hadise uymaya, şeri esaslara en ufak teferruatına kadar riayete davet eder.”
---
"Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed’in (sas) kızı Hz. Fâtıma’nın vefatı (M.632)
Türkiye’nin birinci, dünyanın beşinci en yüksek barajı olan Yusufeli Barajı hizmete açıldı. (2022)"