Onlar bu ulvi sorumluluğu omuzladıkları ilk günden itibaren “gönüllülük” şuuruyla hareket etmişlerdir. Bir kişiye bile olsa bu dini sevdirmek uğruna çeşitli fedakârlıklarda bulunmuş, karşılaştıkları zorluklara rağmen taviz vermeden görevlerini yerine getirmeye çalışmışlardır. Bu esnada kadını, erkeği, genci, yaşlısıyla toplumun her kesimiyle muhatap olmuşlardır. Bir din görevlisi çıktığı bu meşakkatli yolda ancak kalbini ortaya koyarak hareket ettiğinde, her türlü zorluğa ve sıkıntıya Allah rızası için katlandığında, kalplere gerçek manada dokunabilecektir. Din görevlilerimiz sadece bedenleriyle değil kalpleriyle çıktıkları bu yolda anlatacak pek çok hatıra biriktirmişlerdir. Onlar kâh bir köyde kendi sıkıntılarını unutup köylünün derdine koşarlar, kâh Amasya’dan ya da Hakkari’den hikâyeleriyle bizlere kalplerini açarlar. Yeri gelir bir ocak başında vaaz ederler, yeri gelir cezaevinde koğuş ziyareti yaparlar. Bir bakarsınız cenaze aracında seyahatte yaşadıklarını anlatırlar, bir bakarsınız kara tahtadan mihraba uzanmışlardır.
Din görevlisi olmak kolay görünen zor bir iştir. Parçalanmış ailelerin hayatlarına ortak olmak da onların payına düşer, yaralara merhem olmaya çabalamak da… Yetimle ilgilenmek de bir emek ister, gurbette Ramazan’ı yaşamak da… Filistin’den, Mekke-Medine’ye ne hatıralar sığar. Bazen bu beldelerde pek çok şeye şahitlik ederken bazen de yeni Dünya’da Rumî’nin izlerini ararlar. Din görevlileri bilirler ki, eğitim alanlar için camiler, Kuran kursları oraya gelenlerin ikinci evi gibidir. Oraya gelen insanlar sevinçlerini de, üzüntülerini, sıkıntılarını da hocalarıyla paylaşırlar. Din görevlileri onların sevinçlerine ortak, dertlerine merhem olmaya çabalarken ne hikâyeler çıkar ortaya. Gönlünü dinine adamış bir din görevlisi Türkiye’nin dört bir köşesinden Dünya’nın ulaşabildiği bölgelerine kadar nereye dokunabiliyorsa, orada bir şeyleri güzelleştirmeye çabalar. Din Görevlisinin Hatıra Defteri, Diyanet Aylık Dergi’de yayınlanan yazılardan derlenerek hazırlanan ve hayatın içinden bir dolu güzelliği sizlere sunan, sade anlatımıyla hikâye tadında bir kitap.
İÇİNDEKİLER:
KEŞKE BİR KÖYDE İMAM OLSAYDIM
“HOCA” OLMAK
KALPLERE HUDUT ÇİZİLEMEZ
ÖMÜR SAHNESİNİN BEŞ YILLIK AMASYA PERDESİNDEN
BİR AKŞAM OLUR BİZ DE GİDERİZ
FİLİSTİN: BİR YANDA HÜZÜN DİĞER YANDA ŞENLİK VAR
YENİ DÜNYADA RUMÎ’NİN İZLERİ
DUA GÜNÜ
YOKLUKLA GELİP VARLIK BULANLARIN BELDESİ MEKKE-MEDİNE
HUZURLU BİR EV DÜŞLEMESİ
GURBETTE RAMAZAN
DİN HİZMETİNDE NASİP KISMET YAKLAŞIMI
İSLAMİ HAYATIN DAMARI: İRŞAT
KARA TAHTADAN MİHRABA
BİR TAÇ DÜŞÜNÜN, GÜNEŞLER YANINDA SÖNÜK KALIR
YAŞAMA SEVİNCİ
OCAK BAŞINDA VAAZ
SİZLERİ UNUTMADIK
HAKKÂRİ’DE DÖRT MEVSİM
YANI BAŞIMIZDAKİ RODOS VE BİRKAÇ ANEKDOT
HAYATIN İÇİNDE BİR İMAM
ARTIK SEN ÖĞÜT VER: SEN ANCAK BİR ÖĞÜT VERİCİSİN
CEZAEVİNDE BİR KOĞUŞ ZİYARETİ
ORADA PARÇALANMIŞ AİLELER GÖRDÜM
NE OLUR ANLAT BANA
AYDOĞDU VE GÜNEŞ
KÜRSÜ VE AŞK PAZARI
İYİLİKLER DENİZE ATILMAYACAK
CENAZE NAKİL ARACINDA SEYAHAT
ENSAR ŞEHRİ KİLİS VE UBEYDE
YARALARA MERHEM OLMAK
İKİNCİ YUVAM: KUR’AN KURSUM
CAMİYE TUĞLA KOYMAK
YETİME BABASI SORULMAZ
Kitabın PDF ve ePUB formatlarına erişmek için: