Yüce Allah’ın yarattığı her canlının rızkını vereceğini belirtmek için “ağılda oğlak doğarsa ovada otu biter” deriz. Bu atasözünü, rızık endişesi taşıyan kimseye bu kaygısının yersiz olduğunu anlatmak için kullanırız. Bir şeyden kaygı duyacaksak, iki günümüz birbirine eşit olduğu zaman kaygı duymalıyız.
Peki, iki günün birbirine eşit olması ne demektir?
Bize göre bu eşitlik, elimizdekiler ile yetinip tembellik etmektir. Yani çalışmayı ve ilerlemeyi bıraktığımızda veya çok yavaşladığımızda yerimizde saymış oluruz. Yerinde saymak ise bizim yapacağımız şey değildir. Daha doğrusu olmamalıdır!
“Tamam, ben yerimde saymıyorum ve çok çalışıyorum fakat istediğim gibi bol bir kazanç da elde edemiyorum.” diye düşünebilirsiniz. Olaya bir de hikmet penceresinden bakmak lazımdır.
“Şayet Allah kullarına rızkı bol bol verseydi yeryüzünde taşkınlık ederlerdi; ama O dilediği ölçüye göre vermektedir. Çünkü O kullarının durumunu çok iyi bilmekte ve görmektedir. / Kul planında bu ölçüyü idrak mümkün değildir; ama kulun görevi, dünya ve ahiret mutluluğunu sağlayacak imkânları elde etmek için elinden gelen bütün çabayı harcamaktır.”
Bir de şöyle düşünelim; eğer herkesin zekâsı, becerisi ya da afiyeti birbirine denk olsaydı, acaba insan kendini geliştirebilir miydi? Ayrıca böyle bir dünyada yardımlaşmanın veya paylaşmanın adı geçer miydi?
Herhâlde mesele anlaşılmıştır.
Rızık endişesine kapılmadan hayatın içinde yer alalım ama “Zaten Allah benim rızkımı veriyor” diyen, sonra da yan gelip yatan ve gücü yettiği hâlde başkalarına el açan kimseler gibi de olmayalım. Bu hâl, tefekkür ve teslimiyetin bir göstergesi değildir, tembelliğe kılıf uydurmaktır.
Son olarak bir hususa daha dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Allah’ın bizim için ayırdığı rızkın, temiz ve helal olmasına özen gösterelim. Doğrusu mümin “Bal arısı gibidir… Bal arısı nasıl ki ağaçların ve bitkilerin en güzel çiçeklerinden besleniyorsa mümin de Allah’ın kendisine verdiği rızıkların temiz ve helal olanlarından gıdalanır.”
Rızkı temiz ve helal olan kimsenin düşüncesi de güzel olur. Üstelik böyle biri hayırlı işler yapmaya, hikmetli sözler söylemeye veya dinlemeye de yatkın olur. Sükûtu da çevresine huzur verir.
Sizin de çevrenizden güzel düşünceli insanlar eksik olmasın.
“Dünya - ahiret mutluluğunu sağlayacak imkânları elde etmek…” göreviniz ve önceliğiniz olsun.