"Dijital teknolojiler aracılığıyla bir kişiye ya da gruba zarar verme davranışı" olarak tanımlanan siber zorbalık,sanal ortamda kullanıcıların diğer kişileri tehdit ve taciz etmesi, aşağılaması, cinsel içerikli mesajlar göndermesi gibi olumsuzlukları da kapsıyor. Bu davranışlar, zamanla "akran zorbalığı"na dönüşebiliyor ve birçok çocuğun yaşamını olumsuz etkiliyor.
Okul arkadaşı tarafından uygunsuz fotoğrafları internet ortamında dağıtılan ortaokul öğrencisi 13 yaşındaki İ.H. de bu sorunları yaşayan çocuklar arasında yer alıyor.
İ.H'nin annesi D.Ö, AA muhabirine, kızıyla yaşadıkları zorlu süreci anlattı. Anne D.Ö, kızının bir dönemliğine okuluna ara vermek zorunda kaldığını söyledi.
"Artık çocuklarımız kötülüğü öğreniyor"
Kızının aynı yaşlarda bir erkek arkadaş edindiğini ve Instagram üzerinden görüşmeye başladığını belirten D.Ö, "Çocuk, kızımdan fotoğraf istiyor. Kızım önce göndermiyor, ne tuhaftır ki erkek arkadaşı daha sonra küfür etmeye başlıyor, bunun üzerine kızım da fotoğrafları gönderiyor ve bu çocuk fotoğrafları herkesle paylaşıyor." ifadelerini kullandı.
Ertesi gün kızının babasının kendisini aradığını aktaran anne D.Ö, "Bana 'Bilgisayarda böyle böyle şeyler yakaladım' dedi. Ben o şekilde öğrendim, yoksa kızım korkusundan bana bunları söylemeyecekti. Oturup, kızımla konuştum ve bana 'Evet böyle yaptım' dedi. Biz de bunun üzerine kızımla karakola gittik ve bu çocuktan şikayetçi olduk." dedi.
Bu olayların üstüne okuldaki bir grup kız arkadaşının da İ.H'yi bu fotoğraflarla tehdit ettiğini anlatan anne D.Ö, şantaj yapan kız öğrencilerden de şikayetçi olduklarını söyledi.
Anne D.Ö. "İşin sıkıntılı tarafı, bırakın erişkinlerin yaptığı sapkınlıkları, kötülükleri artık ortaokul çağındaki çocuklarımız birbirlerine kötülük yapıyor. Aklımıza ilk yetişkin zorbalığı geliyor ama artık çocuklarımız kötülüğü öğreniyorlar. 13 yaşındaki bir çocuk bunu yapabiliyor, bunu düşünebiliyor ve kanıttan kurtulabilmek için yapacağı şeyleri internet ortamında söylemiyor ve kızıma, 'Yarın okula geldiğinde söylerim' diyor. Muhtemelen para isteyecekti çünkü bir kız çocuğu başka ne isteyebilir ki..." diye konuştu.
"Çocuğum okulunu tamamen kaybetmekten korktu"
Anne D.Ö, rahatsız edilmesinden ve sıkıntı yaşamasından çekindiği için bir dönemliğine kızını okuldan aldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bu yaz tayinimizi isteyeceğiz ve başka bir şehre taşınacağız. Orada kızım aynı sınıfı tekrar okuyarak eğitimine devam edecek. Çünkü başka şansımız yoktu, çok etkilendi. Zaten zor, sıkıntılı ve ketum bir çocuktur. Anne babasıyla hiçbir şey paylaşmaması belki de kız çocuklarının en büyük handikapıdır. Bunun yerine kendi akranlarıyla yanlış bir şekilde paylaşması ve böylece pek çok şeyi yanlış öğrenmesi, hayata yanlış başlaması... Benim kızım için de böyle oldu. Avukatla, polislerle görüştük ancak 'Bir şey çıkmaz bundan, o çocuklara bir şey olmaz çünkü onlar da çocuk' dediler. Biz, yapabileceğimizi yaptık."
Çocuğunun yaşadığı psikolojik sıkıntılara da değinen anne D.Ö, kızının çok korktuğunu söyledi. D.Ö, "Çocuğum bu süreçte korktu. Yaşanacaklardan daha doğrusu bizim ona yapabileceklerimizden, polislerin onlara bir şey söylemesinden, okulunu tamamen kaybetmekten korktu." dedi.
"O çocuğun kızıma teklif ettiği şeylere inanamazsınız"
Bu durumun ergenlik çağındaki çocuğun birçok şeyi yanlış öğrenmesine sebep olduğunu dile getiren D.Ö, " O çocuğun kızıma teklif ettiği şeylere inanamazsınız. Erişkin bir erkekten duyamayacağım cinsel içerikli mesajlar atmış. Bu, bir kız çocuğunun aynı zamanda cinselliği de erkeği de yanlış tanıması, kötü ve zorba tanıması demek." ifadesini kullandı.
Kızının yaş itibarıyla bazı şeyleri idrak edemediğini vurgulayan anne D.Ö, "Aslında çocuk, dışlanmamak için bunları kabul ediyor. Arkadaş çevresinin isteklerini kabul etmesindeki amacı dışlanmamak, onların içine girmek zaten. Eğer reddetseydi o zaman dışlanırdı, o çevre onu kabul etmezdi." diye konuştu.