Türk-İslam medeniyetinin en zarif eserlerinden Mimar Sinan'ın talebesi Sedefkâr Mehmed Ağa tarafından 1609'da yapımına başlanan ve inşaatı 9 Haziran 1617’de tamamlanarak ibadete açılan Sultanahmet Camisi, külliyesi, medreseleri, hünkâr kasrı, arastası, dükkanları, hamamı, çeşmesi, sebilleri, türbesi, darüşşifası, sıbyan mektebi, imarethanesi ile “klasik dönemin son büyük camisi" olarak nitelendirilir. İstanbul'un 7 tepesinden 2'ncisi üzerinde bulunan ve 1985'te UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne eklenen Sultanahmet Camisi, mavinin hâkim olduğu kalem işleri ve vitrayların verdiği aydınlık dolayısıyla Batılılar tarafından "Blue Mosque" olarak da adlandırılır. Sultanahmet Camisi, kubbeleri, minareleri ve avlusunun muhteşem görüntüsü 406 yıldır kentin kalbinde adeta ihtişamlı bir mühür gibi duran cami, İstanbul’un en çok turist ağırlayan mekânları arasında yer alıyor. Ramazan ayının ilk iftarında Sultanahmet Camisi minarelerinin arasında yazılı mahyalar ve ilk iftar için Sultanahmet'e vatandaşlar renkli görüntüler oluşturdu. İftarını Sultanahmet Camisinin bahçesinde yapan vatandaşlar, meydandaki dükkanlardan alışveriş yaptı ve açık havada vakit geçirdi.
İstanbul'da ilk iftar