Hamd: Rabbe Yönelen Övgü ve Şükür
Hamd; sevgi ve tazimle Allah’a yönelen her türlü övgü ve şükür demektir. Genelde “şükür” kelimesiyle birlikte kullanılsa da şükürden daha kapsamlıdır. Hamd övgü, saygı, değer bilme, takdir etmedir. Kulun yaptığı işi Allah sayesinde yaptığını, nimete O’nun sayesinde kavuştuğunu veya kötülükten O’nun yardımıyla kurtulduğunu bilmesi, O’nun ismini zikrederek ikram sahibine teşekkür etmesidir. Yerine getirme yönüyle dilin hamdi “Elhamdülillâh” demek, kalbin hamdi inanmak, azaların hamdi itaat etmek, aklın hamdi tefekkür etmek, hayatın hamdi ise onu Allah yolunda geçirmektir. Kur’an ideal müminleri tanımlarken onların “hamdedenler” olduğunu vurgular. Hamdeden olmanın en güzel örneğini Sevgili Peygamberimizin hayatında görürüz. O (sas) hutbeye başlarken, uykudan uyandığında, tuvaletten çıktığında, yemekten sonra, yeni bir elbise giydiğinde kısacası her hâlde Allah’a hamdederdi. Onun hamdi sadece nimet ve sevinç zamanında değil, bela ve musibet anlarını da kapsayacak derinlik ve genişlikteydi.
Bir Hadis: "Dikkat edin! Cana kıyan kişi ancak kendi işlediği cinayetten sorumludur. Hiçbir baba oğlunun cinayetinden sorumlu tutulamaz, hiçbir oğul da babasının cinayetinden sorumlu tutulamaz." (İbn Mâce, Diyât, 26)