Diyanet İşleri Bakanları/Başkanları/Başmüftüleri
Acil Kudüs İstişare Toplantısı Sonuç Bildirgesi
Mübarek ramazan-ı şerifin son günlerinde bayramı beklerken Mescid-i Aksa’ya ve Filistinli kardeşlerimize karşı terör devleti İsrail’in barbarca saldırılarına şahit oluyoruz. Mukaddes beldeye ve mukaddes mabede karşı yapılan bu menfur işgal girişimi, şüphesiz tüm İslam âlemini ve insanlığın evrensel değerlerini hedef almaktadır. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın himayeleriyle, İslam ülkelerinin ve toplumlarının Diyanet İşleri Bakanları/Başkanları ve Başmüftüleri olarak Kudüs davamız için yaptığımız olağanüstü toplantı neticesinde aşağıdaki hususları dünya kamuoyuna ilan ediyoruz.
1. Kudüs insanlığın en köklü mirasına şahitlik eden, peygamberlerin aziz hatırasını taşıyan ve Allah’ın yeryüzünde tevhide adadığı Mescid-i Aksa’yı kalbinde bulunduran bir İslam beldesidir.
2. İslam’ın ilk kıblesi olan Kudüs, 13 asır boyunca Müslümanların hakimiyeti altında ırkların, dillerin, inançların bir arada yaşadığı barış şehri ve selam yurdu olmuştur. Ancak son asır boyunca terör devletinin işgalci politikalarıyla huzurun şehri Kudüs, acı ve gözyaşı diyarı haline gelmiştir.
3. Uluslararası hukuku, ahlakı, kutsal değerleri hiçe sayan azgın ve zorba bir topluluk, Kudüs’ün diğer dinler için kutsiyetini ve insanlık için değerini de ihlal etmektedir. Müslümanların Kudüs’e giriş ve çıkışlarını engellemekte, Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s Sahra başta olmak üzere halkın mabetlerinde ibadet etme hürriyetlerini engellemektedir. Özellikle son yıllarda bilinçli bir yıldırma politikası uygulamaktadır.
4. İşgalciler tarafından mabet masuniyeti sürekli ihlal edilmekte ve mübarek Ramazan Ayı’nda Mescid’de ibadet eden Müslümanlara tüm dünyanın gözü önünde silahlarla müdahale edilmektedir. Bu insanlık dışı tutumu şiddetle telin ediyoruz.
5. Kudüs’te Müslümanların asırlardır yaşadıkları toprakları gasp etme girişimi ve Filistin Halkının zorla evlerinden çıkarılması, tehcire zorlaması bir insanlık suçudur ve asla kabul edilemez. Terör devleti İsrail bu tutumuyla bu coğrafyada barış ve huzurun önündeki en büyük engeldir.
6. Unutulmamalıdır ki Dünya barışının yolu Ortadoğu’dan, Ortadoğu barışının yolu ise Kudüs’ten geçmektedir. Kudüs’e barış ise işgalin bir an önce durdurulması ve Müslümanların şehirle olan dini, tarihi ve sosyo-kültürel bağlarının yeniden tesis edilmesiyle mümkün olacaktır. Bu haliyle İşgalci İsrail’in Kudüs’e yönelik saldırıları dünya barışı önündeki en büyük engeldir.
7. Bazı ülkelerin büyükelçiliklerini Kudüs’e taşıması terör devletini şımartan vahim bir karardır. Söz konusu ülkeler bu yaklaşımdan derhal vazgeçmelidir.
8. Kudüs meselesi sadece Filistinlilerin değil tüm İslam aleminin ortak meselesidir. İşgalciler, Müslümanların dağınıklığından cesaret bulmaktadır. Açıkça ifade etmek isteriz ki, İslam ümmeti tek yürek olarak Filistin’i ve Mescid-i Aksa’yı her daim ve her zeminde savunacaktır.
9. Kudüs Filistin’in ebedi başkentidir ve hiçbir güç ya da politika bu hakikati değiştiremeyecektir.
10. İslam coğrafyasında Kudüs ve Mescid-i Aksa duyarlılığını canlı ve güçlü tutmak için, Kudüs ziyaretleri teşvik edilecek ve ortak çalışmalar yapılacaktır. Kudüs davasını tüm dünyaya duyurmak ve geleceğe taşımak için İslam ülkelerinde Kudüs Araştırma Merkezlerinin kurulması için işbirliği ile çalışmalar yapılacaktır.
11. Kudüs’te adaleti ve hukuku savunmak, aynı zamanda insaf sahibi Yahudilerin, Hristiyanların, uluslararası toplumun, tüm insanlığın görevidir. Bu görev ihmal edilirse, sorumluluk sahipleri Müslümanlar nezdinde samimiyet ve inandırıcılıklarını tamamen kaybedecektir.
12. Müslümanlar her halükârda ahlak ve hukuk ilkelerine bağlı kalacak ve Kudüs yeniden herkes için huzurun ve barışın şehri oluncaya kadar mücadeleye devam edilecektir.