Cem’u’l-Kur’ân ne anlama gelmektedir?
Kur’ân’ın toplanması, mushaf hâline getirilmesi demektir. Hz. Peygamber tarafından görevlendirilen vahiy kâtipleri nâzil olan âyetleri mevcut malzemeler üzerine yazıyorlardı (Buhârî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 4). İnen ayetler; ince ve yassı taşlara, kaburga kemiklerine, derilere, kağıtlara, hurma dallarına vb. şeylere yazılıyor ve muhafaza ediliyordu. Ayetler, inmeye devam ettiği için Peygamberimizin (sas) sağlığında Kur’ân, mushaf haline getirilmemişti.
Kur'an-ı Kerim ne zaman ve kim tarafından kitap haline getirildi?
Peygamber Efendimiz (sas)’in vefatından altı ay sonra, Yemâme savaşında bir çok hafızın şehit olması üzerine Hz. Ömer’in teşvikiyle Halife Hz. Ebu Bekir, Kur’ân-ı mushaf haline getirme kararı aldı ve bu görevi, Peygamberin Kur’ân’ı vahiy meleği Cebrail’e son okuyuşunda hazır bulunan, vahiy kâtibi ve hafız olan Zeyd ibn Sabit’e verdi. Zeyd, titiz bir çalışma ile Kur’ân’ı mushaf haline getirdi ve halifeye teslim etti.
Kur'an-ı Kerim hangi halife döneminde çoğaltılmıştır?
Buhârî’nin Enes b. Mâlik’ten naklettiği rivayete göre Azerbaycan ve Ermenistan fethine katılan ordunun kumandanı Huzeyfe b. Yemân, Suriyeli ve Iraklı askerler arasındaki kıraat ihtilâfını görünce endişelendi; Halife Osman’ın yanına gelerek konuya bir çözüm bulmasını teklif etti.
Muhtemelen başka şikâyet ve ihtilâfları da göz önünde bulunduran Osman (meselâ bk. Dânî, el-Muḳniʿ, s. 17; Süyûtî, el-İtḳān, I, 187-188), Hz.Hafsa’nın elindeki Ebû Bekir mushafını çoğaltarak belli başlı merkezlere göndermeye karar verdi. İstinsah ve çoğaltma işi için başkanlığını yine Zeyd b. Sâbit’in yaptığı Abdullah ibn Zübeyr, Sâid ibn As, ve Abdurrahman ibn Hâris’den oluşan bir komisyon tarafından çoğaltıldı. Orijinal nüsha Hz.Hafsa’ya iade edildi. 25-30 (646-651) yılları arasında gerçekleştirilen bu çalışma sonunda (Keskioğlu, s. 161-162) çoğaltılan yedi (veya dört, beş, sekiz) Kur’an nüshası birer kāri ile birlikte Mekke, Kûfe, Basra, Şam, Yemen ve Bahreyn’e gönderilmiş, bir nüsha da Medine’de bırakılmıştır (Dânî, el-Muḳniʿ, s. 19; Zerkeşî, I, 334; Süyûtî, el-İtḳān, I, 189-190).
Yer yüzündeki bütün mushaflar, bu ilk mushafların aynıdır.