Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ülke Tv ekranlarından canlı olarak yayınlanan “Gündem Özel” programına katıldı.
Mekke’den yayınlanan programda, Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk’ün sorularını cevaplandıran Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, hac ibadeti ve 2022 Hac Organizasyonu’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Haccın, ümmetin birliği, beraberliği, dayanışması, kaynaşması için önemli bir ibadet olduğunu söyleyen Başkan Erbaş, salgın sebebiyle geçtiğimiz iki yıl boyunca uygulanmak zorunda kalınan tedbirlerle ilgili olarak, “Yurt dışından hiç kimse hacca gelemedi. Sadece yurt içinde, Mekke'de olanlar. Sembolik olarak, Mekke’de yaşayan insanlardan, çeşitli ülkelerden de davet edilerek Arafat’a çıkıldı, tavaf yapıldı. Hac menâsikine uygun, sembolik çok az insan tarafından hac yapıldı. Bu bizim gönüllerimizde üzüntüye sebep oldu.” dedi.
Başkan Erbaş, ülkemizden 2020 yılında hac kurası çıkmış olan 83 bin 500 hacı adayından 31 bin 300 kadarının 65 yaş engeline takıldığını, 2023’te 65 yaş engeli kalkarsa onların haklarının da baki olduğunu belirtti.
“Hastanemiz, ülkemizin yüz akı”
Mekke’deki hacılara sundukları sağlık hizmetlerine de değinen Başkan Erbaş, şunları söyledi:
“Mekke Hac ve Umre Hastanemiz, öteden beri ülkemizin yüz akı. Orada 40 kadar uzman doktorumuz, 170 kadar personelimiz var. Bu bizim insanımıza verdiğimiz değerin en önemli göstergesi. Başka ülkelerin böyle bir uygulaması yok.
“Hac, eğitimdir, irşattır”
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, hac dönemi biter bitmez o yılın organizasyonunu her açıdan değerlendirdiklerini ve diğer yılın hac döneminin hazırlıklarına hemen başladıklarını anlatan Başkan Erbaş, hacı adaylarına yönelik yapılan irşat faaliyetlerinin önemine değinerek, şöyle konuştu:
“Biz haccı bir eğitim, bir irşat olarak kabul ediyoruz. Her ibadetin bir amacı, bir hedefi vardır. İbadetler bir otokontrole sevk eder. Hac bunu belki de ibadetler içerisinde en çok sağlayan ibadet. Haccını yapmakta olan kardeşlerimizin, vatandaşlarımızın burada bir karar vermesi lazım. Peygamber Efendimiz, Müslümanı şöyle tarif ediyor, ‘Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.’ Peygamber Efendimiz, ‘Muhammed’ül Emin’ ismini bu topraklarda aldı. Onun için diyorum ki, her hacı isminin arkasına ‘emin’ kelimesini koyması lazım. İşte bu topraklarda, Allah Resulü Efendimiz şuralarda, belki de bizim bu oturduğumuz yerlerde yürürken onu Muhammed’ül Emin diye çağıran insanlar vardı, bunu hatırlamamız lazım.
“193 şehit yakınını hacca getirdik”
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak yapmış oldukları Arafat hazırlıkları hakkında bilgiler aktaran Başkan Erbaş, “Arafat programı, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, devlet olarak iftihar etmemiz gereken uygulamalardan, programlardan birisi.” dedi.
Haccın meşakkatli olduğunu vurgulayan Başkan Erbaş, “Rabbim dualarımızı, ibadetlerimizi kabul eylesin, insanlara kolaylıklar nasip eylesin. Hac, meşakkattir. Bu meşakkate sabretmek lazım. Meşakkat sabrı gerektirir.” diye konuştu.
Başkan Erbaş, bu yıl 193 şehit yakınını hacca getirdiklerini söyleyerek, “Onlar müracaat ediyorlar. Onları devletimizin bir ikramı olarak kuraya girmeden getiriyoruz ve çok da dua alıyoruz. Şehitliğin çok büyük bir mertebe olduğunu biliyoruz ve o şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine onların yakınlarına kuraya girmeden hac imkanı tanıyoruz. Onlar da çok mutlu oluyorlar, çok memnun oluyorlar.” şeklinde konuştu.
“Milletimizin emanetlerini titizlikle yerine ulaştırmaya gayret ediyoruz”
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) olarak, emanet edilen kurbanları yurt içinde ve yurt dışında ihtiyaç sahiplerine ulaştırmada titizlikle çalıştıklarını anlatan Başkan Erbaş, şunları kaydetti:
Ben de kurbanımı Türkiye Diyanet Vakfı’na bağışladım elhamdülillah, Allah kabul etsin. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın başında sorumlu birisi olarak bu emanetin başındayız. Milletimizin emanetlerini titizlikle en güzel bir şekilde yerine ulaştırmaya gayret ediyoruz.”