Ülkenin ilk Müslüman tarih turlarını düzenleyen turist rehberi Tailor, başta Londra olmak üzere İngiltere'de yaklaşık 50 farklı turistik turda Müslümanların bıraktığı izleri takip ediyor.
Tailor, Londra'daki Müslümanlara ait tarihi eserleri gezdirirken ülke ve dünyaya mal olmuş Müslümanların hikayelerini, o hikayelerin yaşandığı noktalarda anlatıyor.
Hindu iken 18 yaşında Müslüman olan Tailor, Anadolu Ajansı muhabirine kendi hikayesi ile Londra'daki Müslümanların ve Türklerin bıraktığı izleri anlattı.
- En az maruz kaldığı dini seçerek Müslümanlık oldu
Henüz 17 yaşındayken merak ederek oruç tutmaya başlayan Tailor, 18 yaşına geldiğinde Kıbrıslı bir Türk aracılığıyla Londra'nın kuzeyinde bulunan Shacklewell Lane'deki Ramadan Camisi'ne giderek Müslüman olduğunu anlattı.
"Sonsuz gibi gelen 5 saniyeydi." dediği kısa tereddüdün ardından Müslüman olan Tailor, "İnançlı bir Hindu olarak yetiştirildim. Hackney'deki Yahudi mahallesinde büyüdüm. İngiltere Kilisesi'ne bağlı okulda okudum. En az maruz kaldığım din İslam'a yöneldim." diye konuştu.
Tailor, ailesinden çok büyük tepki gördüğünü belirterek, "Başta oruç tuttuğumu anlamadılar ama sonra anladılar. Onu sözlü, sonra da fiziki saldırı takip etti hatta beni öldürmeye bile çalıştılar." dedi.
Ailesinin zincirli saldırısına maruz kaldığı için evi terk eden Tailor, camiye sığındığını ancak ailesinin orada da kendisini rahat bırakmadığını söyledi.
Çevresindekilerin Britanya'daki Müslüman mirasıyla ilgili bilgi sahibi olmaması üzerine Tailor, ülkedeki Müslümanların izlerini aramaya koyularak bugünkü turları organize ettiğini anlattı.
- Londra'da bilinen ilk bayram namazını Osmanlı elçiliği organize etti
Yaptığı araştırmalar neticesinde bulduğu ilginç tarihi olay ve mekanlardan söz eden Tailor, şunları dile getirdi:
"Londra'da bilinen ilk bayram namazı, 1894'te Chingford'da kılındı. Bir gece yarısı araştırma yaparken bunu bulduğumda neredeyse sandalyeden düşüyordum. Oraya yakın bir yerde büyümeme rağmen hiç duymamıştım. Belediye başkanına söylediğimde o da şaşırdı. Bugün o noktada bulunan otele bir mavi tabela asılarak bu tarihin hatırlatılmasını sağladım. Bir turizm noktası haline geldi. Bayram namazını Osmanlının Londra Büyükelçiliği ve Anjuman-ı Islam adlı dernek organize etmişti."
Bu tür bilgileri derleyerek yaklaşık 50 farklı tur düzenlediğini söyleyen Tailor, Müslümanların İngiltere ve dünyaya kültür, sanat ve bilim alanında yaptığı katkıları da bu turlar kapsamında ele aldıklarını ifade etti.
Bu hikayeleri anlattığı noktaların başında parlamento binası yer alıyor. Tailor, bu noktada topraklarını ve ünvanını alt soyuna aktarma yetkisine sahip "Kalıtsal soylu" Lord Henry Stanley'in hikayesini anlatıyor.
İstanbul'da diplomat olarak görev yaparken İslamiyet'i seçen Lord Stanley, İngiltere'nin ilk Müslüman Lordu ve ilk Müslüman parlamento üyesi olarak tarihe geçti.
"Abdul Rahman" adını alan Lord Stanley, bugün Galler'de bulunan ata topraklarındaki 3 meyhaneyi kapattı, topraklarındaki kiliselerin restorasyonu sırasında İslam sanatının izlerini taşıyan vitraylar kullandı.
- Türk polisinin soy ismi İngiliz olmayan polislerin lakabı oldu
Tailor'ın araştırmalarına göre bir Türk'ün soyadı, Londra Polisi arasında "İngiliz olmayan polislere" verilen lakap haline geldi.
Buna göre soyadı "Mısri" olan Kıbrıs Türkü, 1967'de ilk Müslüman ve Türk olarak girdiği Londra Metropolitan Polis Teşkilatında 1979'a kadar görev yaptı. İngilizce dışındaki bazı dilleri bildiği için yabancıların yaşadığı mahallelerdeki suçlara müdahalelerde görev aldı.
KIbrıs Türkü'nün izini süren Tailor, ondan yıllar sonra teşkilatta görev yapan polislerin Mısri'yi tanıması karşısında şaşırdığını anlattı.
Tailor, tanıştığı polis memurlarının kendisiyle paylaştığı anıyı aktararak, "Polis müdürleri, memurlardan siyahi ya da Asyalı bir polis getirmesini istediği zaman 'Bir Mısri bul.' dermiş. Anısı böyle devam etmiş." diye konuştu.
Londra Metropolitan Polisi, parmak izini suçluları belirlemede ilk kullanan teşkilat olarak bilinse de bu buluşun arkasında da bir Müslüman bulunuyor.
Tailor, 1903-1918 yıllarında Londra Emniyetinin başında yer alan Sir Edward Henry'ye mal edilen parmak izi kullanımının tarihinin Hindistan'a ulaştığını anlattı.
Henry'nin parmak izinin adli süreçlerde kullanımını Kalküta'da birlikte çalıştığı "Gazi Azizul Hak" adındaki polisten öğrendiğini kaydeden Tailor, İslam dünyasında çok tanınmayan bu polisin adına İngiltere'deki Adli Bilimler Topluluğunda bir ödül verildiğini söyledi.
- "Ejderha gibi silahlar"
Londra'nın merkezinde, birkaç yüz metre mesafedeki 3 nokta, Osmanlıdan izler taşıyor. Bunların başında Kraliyet Atlı Muhafız Birliği'nin tören alanındaki Osmanlı topu geliyor.
Tailor'ın turlarında da yer alan topun kitabesi yapım yılını 1524, İngiltere'ye geliş yılını ise 1801 olarak gösteriyor. Kanuni Sultan Süleyman dönemi topunun üzerinde "Çağın büyük sultanı ve komutanı Süleyman. Ejderha gibi silahlar, gök gürültüsü gibi kükreyerek nefes aldıklarında düşman kaleleri yerle bir olsun. Hicri 931." yazılı.
Tailor'a göre dünyaca ünlü Trafalgar Meydanı'nın adı, Arapçada "Mağara Burnu" anlamına gelen "Taraf al-Ghar" kelimesinden geliyor.
İngilizlerin İspanya kıyılarındaki Trafalgar'da kazandığı ünlü deniz zaferinin adının verildiği meydanda savaşın kahramanı Amiral Horatio Nelson'un da heykeli bulunuyor.
Yaklaşık 52 metre yükseklikteki sütunun üzerinde yer alan heykelde Amiral Nelson'un başlığında nişan yer alıyor.
"Çelenk" adındaki bu nişan, Nil Savaşı'nda Mısır'ın Fransızlara karşı savunulmasında gösterdiği başarıdan dolayı Sultan 3. Selim tarafından Nelson'a verildi.
Greenwich'teki Deniz Müzesi'nde sergilenen elmaslarla süslü çelenk, 1950'de müzeden çalındı ve bir daha görülmedi.
- Osmanlı Sultanı'nın Londra'ya ayak bastığı nokta: Charing Cross
Trafalgar Meydanı yakınlarındaki Charing Cross İstasyonu da Osmanlı izlerini barındırıyor. Bu istasyon, Avrupa'yı ziyaret eden ilk Osmanlı Sultanı Abdülaziz'in Londra'da indiği nokta özelliğini taşıyor.
Tailor'a göre kadınların yoluna çiçekler ve mendiller atarak karşıladığı Sultan Abdülaziz, kentteki birçok etkinliğe davet edildi ve onuruna Londra Belediyesinin eski binası Guildhall'da verilen yemeğe katıldı.
O günlerde kentin İngiliz ve Osmanlı bayraklarıyla süslendiğini anlatan Tailor, Guildhall'da 18 Temmuz 1867'de gerçekleştirilen yemeğin menüsünü de gösterdi.
Osmanlı Sultanı için imalatçıların bir tarafında Aziz Paul Katedrali'nin, diğer tarafında Ayasofya Camisi'nin bulunduğu madalyalar yaptıklarını söyleyen Tailor, Sultan'ın "Hindistan Yıldızı" nişanını nasıl reddettiğini de paylaştı.
Tailor, Sultan Abdulaziz'in kendisinden önceki padişah ağabeyi Sultan Abdülmecid'e "Dizbağı Nişanı"nın verilmesi nedeniyle "Hindistan Yıldızı"nı reddettiğini, bu nedenle kendisine de aynı nişanın takdim edildiğini anlattı.