Nihayet karınca vadisine geldikleri vakit bir karınca, “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler” dedi. (Neml, 27/18)

Hz. Davud (as) ve Hz. Süleyman (as), Allah Teâla’nın (cc) kendilerine ilim ve peygamberlik verdiği kullardandı. Her ikisi de bunun için şükrediyorlardı. Hz. Süleyman’ın (as) cinlerden, kuşlardan ve insanlardan oluşan ordusu, Karınca Vadisi’ne geldiğinde bir karınca yakınındaki hemcinslerini ayet-i kerimedeki ifadelerle uyardı. Hz. Süleyman (as) da onun bu uyarısını duyunca tebessüm etti ve “Rabbim! Beni, bana ve anne-babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın işler yapmaya muvaffak kıl, rahmetinle beni iyi kulların arasına kat!” diye dua etti.

İnsanlar kendileri dışındaki canlılara zarar vermemek konusunda titiz olmalıdırlar. Her canlının kendi türüyle aralarında haberleştikleri bir iletişim dili vardır. Bir mümin karıncayı bile incitmez.

Neml: Karınca.