"Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde ve insanların, Allah’ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir." (Nasr, 110/1-3)

Allah Resulü’ne ilk vahiy indiğinde çok ağır bir yük verilmişti omuzlarına. Tek başınaydı… Türlü sıkıntılara, ezalara göğüs gerdi bu yolda. Doğduğu şehirden kovuldu. Ama sabretti, yılmadı, kötülerin kötülüklerine aldırmadı, safına kattığı iyilerle yoluna devam etti ve en sonunda Allah, ayrılmak zorunda kaldığı Mekke’ye bir fatih olarak geri dönmeyi ona müyesser kıldı. Tek başına çıktığı bu kutlu davayı artık yüzbinler bayraklaştırıyordu. İşte tam bu noktada Yüce Allah, bu sûreyle Resûlü’ne görevini yüz akıyla bitirdiğini bildiriyor ve artık Allah’ı çokça anarak ve istiğfar ederek ebedî yolculuğa hazırlık yapmasını öğütlüyordu.

Hedefe giden yolda olumsuzluklar azmimizi kırmamalıdır.

Fetih: Açmak, zafer; Müslümanların başka ülke veya şehirleri idarelerine almaları.