Mescid-i Nebevi'nin fazileti
Hz. Peygamber'in (sas) Medine'ye hicretinden hemen sonra ashabıyla birlikte inşa ettiği ve Mescid-i Nebevî yahut Mescid-i Resül diye anılan Medine Mescidi, Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa'dan sonra yer yüzündeki en faziletli mescittir. Resülüllah'ın kabr-i şerifi de Mescid'in doğu yönünde bulunan hücrede yer almaktadır. Mescid'in genişletilmesi sebebi ile günümüzde bu hücre mescidin içinde kalmıştır. Hz. Ebubekir ile Hz. Ömer'in kabirleri de aynı yerdedir.
Resülüllah Efendimiz (sas),
“Mescid-i Haram, benim şu mecidim (Mescid-i Nebi) ve Mecid-i Aksa'dan başka hiç bir mescid için (namaz kılmak, ibadet etmek maksadi ile) yolculuk yapmak uygun olmaz” (Buhârî, Savm, 67; II, 250) anlamındaki hadisi şerifi ile, Mecscid-i Nebi'yi ziyaretin ve orada ibadet etmenin faziletini ifade buyurmuştur. Yine,
“Benim şu mescidimde kılınan bir vakit namaz, Mescid-i Haram dışındaki diğer mescitlerde kılınacak bin vakit namaza denktir” (Nesâî, Mesâcid, 4; II, 33.) anlamındaki hadisi ile de bu mescid-i nebevi'de namaz kılmanın faziletini dile getirmiştir.
Peygamberimiz (sas)'in kabrini ziyaret etmenin hükmü
Peygamberimizin kabrini ziyaret etmek menduptur. Şu hadis-i şeriflerde kabrinin ziyaret edilmesi tavsiye ve teşvik edilmiştir:
” Kim kabrimi ziyaret ederse ona şefaatim vacip olur"
“Kim hac yapar da ölümümden sonra kabrimi ziyaret ederse, beni hayatımda ziyaret etmiş gibi olur.” (Beyhaki, V, 403 )Bu hadisi şerifler ve benzerlerinden hareketle her devirde İslam bilginleri Resülüllah’ın kabr-i şerifini ziyaret etmenin en faziletli menduplardan biri olduğunu ifade etmişler, hatta Hanefi bilginlerinden bazıları gücü yerinde olanlar için, bu ziyaretin vacip derecesine yaklaşan bir sünnetolduğunu söylemişlerdir.