Ancak Allah’ın âyetlerine inanmayanlar böyle bir yalanı uydurabilirler, asıl yalancılar onların kendileridir. (Nahl, 16/105)
Müşrikler, Kur’an’ın Allah (cc) tarafından indirilmiş olduğunu inkâr ediyorlardı. Hatta Hz. Peygamber’in (sas), Kur’an’ın muhtevasını Arap olmayan birinden öğrenmiş olabileceğini iddia edecek kadar ileri gitmişlerdi. Hâlbuki Kur’an, Arapçaydı ve son derece edebî bir üsluba sahipti. O, Arap olmayan birinin sözü olamayacağı gibi, okuma yazma bilmeyen Peygamber’in (sas) uydurabileceği bir şey de değildi. Bu ayet, Mekke müşriklerinin iddialarına cevap vermekte, yalancılık ve sahtekârlığın ancak böylesi inançsızlara yakışır bir davranış olduğunu bildirmektedir.
Kur’an-ı Kerim, benzeri getirilemeyecek kadar muhteşem bir kitaptır. Kur’an’ın mucizevî yönü hem lafız hem de mana itibariyledir.
İftira: Yalan uydurmak; bir kimseye aslı olmayan bir suç yüklemek, bir kabahat yakıştırmak.