ABDÜLKÂDİR-İ GEYLÂNÎ

Kâdiriyye tarikatının kurucusu.

Doğumu: 1077 Gîlân                                         

Vefatı: 17 Temmuz 1166

  • On sekiz yaşına gelince annesinden izin alarak bir kafileye katılıp Bağdat’a gider. (1095). 
  • Orada hadis, fıkıh ve edebiyat okur ve kısa zamanda usul, fürû ve mezhepler konusunda geniş bilgi sahibi olur.
  • Tasavvuf anlayışı, şer’i hükümlere titizlikle bağlı kalma esasına dayanır, Kur’an ve hadislere uygun hareket etmeyi şart koşar.

Abdülkādir I Geylânî

Abdülkādir-i Geylânî'ye verilen unvanlar

Abdülkādir-i Geylânî, 1127’de ilk defa vaaz vermeye başladığı zaman ancak birkaç kişiye hitap ediyordu. Fakat daha sonra cemaati giderek arttığı ve medrese dar gelmeye başladığı için vaaz meclisini Bâbülhalbe’deki bir camiye nakletti. Açık havada verdiği vaazlarını dinlemek için yetmiş bin kişinin Bağdat’a geldiği, arka saflarda bulunanların ön saflardakiler kadar sesini rahatlıkla işittikleri rivayet edilir. Karşılaştığı kimseleri hemen tesiri altına aldığı için “Bâzullah” (Allah’ın şahini) ve “el-Bâzü’l-eşheb” (avını kaçırmayan şahin) unvanıyla da anılan Abdülkādir’e bu unvan, Demîrî’ye göre şeyhi Debbâs’ın meclisinde verilmiştir. Vaazlarında dinleyicilerine kurtuluşu ve cenneti vaad ettiğini, bu konuda onlara teminat verecek kadar inançlı ve kesin konuştuğunu, hitabetinin son derece etkili olduğunu kaynaklar görüş birliği içinde zikrederler.

  • Daha sağlığından itibaren kendisinden birçok keramet nakledilir. 
  • Vaazlarında ve eserlerinde son derece sade bir üslûp kullanır, kendisinden önceki sûfîlerden nakiller yapar. Abdülkādir-i Geylânî, kendisinden önceki sûfîlerden nakiller yaparken bunları herkesin anlayacağı örneklerle açıklar. Bu sebeple eserleri tasavvuf edebiyatının güzel örneklerinden sayılır. Tema olarak ağlatıcı ve ürpertici konuları tercih eder. Konuşmalarında samimi yakarışlarını dile getiren dua ve niyazlara yer verir. Cemaate cenneti müjdeleyerek onlara ümit ve şevk verir, nefsin zayıf taraflarını başarılı bir şekilde tasvir eder, şeytanın insana nüfuz etme yollarını canlı örneklerle anlatır. Bilhassa el-Fetḥu’r-rabbânî ve Fütûḥu’l-ġayb’da insanı duygulandıran ve heyecanlandıran tablolar çizer. Tarikatının ve tesirinin bütün İslâm âlemine yayılmasında, uyguladığı bu metodun payı büyüktür.
  • Asırlardan beri tesiri bütün İslâm âleminde kuvvetli bir şekilde hissedilir, kurmuş olduğu tarikat dünyanın çeşitli bölgelerine yayılır. 
  • Kâdiriyye, Hacı Bayrâm-ı Velî’nin müridi Eşrefoğlu Rûmî tarafından Anadolu’ya getirilir.
  • Abdülkādir I Geylânî Hayatı

Abdülkādir-i Geylânî'nin Bazı Eserleri: 

  • el-Gunye li-tâlibî tarîki’l-hak: Dinî hükümlerden iman, tevhid ve ahlâkı konu alır. 
  • el-Fetḥu’r-rabbânî: Vermiş olduğu vaazların müridleri tarafından notlar halinde yazılmasıyla meydana gelir. 
  • Fütûḥu’l-gayb: Oğlu Abdürrezzâk’ın babasının meclislerinde topladığı yetmiş sekiz vaazdan ve ölürken yaptığı vasiyetten meydana gelir. 

Abdülkādir I Geylânî'nin Eserleri