"Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdıklarında Allah (cc) ve Resûlünün (sas) çağrısına uyun ve bilin ki, Allah (cc) kişi ile kalbinin arasına girer. Ve (unutmayın ki,) siz mutlaka O’nun huzurunda toplanacaksınız." (Enfâl, 8/24)
Hz. Peygamber (sas) hayattayken onun emirlerini yerine getirmek, nasıl çağrıya uymaksa, vefatından sonra Kur’an ve sünnete uygun bir hayat sürmek de onların çağrısına uymaktır. Çünkü Allah (cc) ve Resûlünün (sas), hayata geçirilmesini istedikleri bilgi, inanç ve uygulamalar, insanlara hem bedenî hem de ruhî anlamda hayat verecek niteliktedir. Âyetin son kısmında insanın akıl, şuur ve duygularına, Allah’ın (cc) müdahale edip bunları değiştirebileceğine işaret edilmektedir. Bu sebeple; inanç, duygu ve düşüncelerimizi güzelleştirmesi için rabbimize çokça dua ve niyazda bulunmalıyız.
Kur’an ve sünnetin buyruklarının faydamıza olduğunu bilir, onlara uyarız. Dinimiz mutlu olmamızı sağlayacak kurallar bütünüdür. Dinin her bir emri bize âdeta hayat verir.
İcâbet: Çağrıya cevap vermek.
Kalp: İman ve irfanın mahalli, kaynağı.