Allah’ın size lütfu ve merhameti olmasaydı ve Allah tövbeleri kabul eden, hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (hâliniz nice olurdu)? (Nûr, 24/10)
Önceki ayet-i kerimelerde, zina edenlere verilecek cezalar ve eşlerine zina isnadında bulunanların durumu açıklanmaktadır. Bu ayette ise; Allah Teâla’nın (cc) fazl-u keremi olmasaydı, aile kurumuna şefkat ve rahmet göstermesi ve tövbeleri kabul etmesi olmasaydı, insanoğlunun hâlinin harap olacağı dile getirilmektedir. Kur’an-ı Kerim, bir taraftan suç ve günahı engelleyecek yaptırımlar, cezalar getirirken diğer taraftan bu günahlara bulaşmış insanlara telafi yollarını telkin etmektedir. Hiç şüphesiz bunların başında pişman olmak anlamına gelen “tevbe” gelmektedir.
Müslümanlar için Allah Teâla’nın (cc) fazl-u keremi olmadan hiçbir kurtuluş imkânı yoktur. Cenâb-ı Hakk (cc), zulme ve iftiraya uğrayanlara karşı fazlıyla, aileye dair konularda rahmetiyle, günahkârlara karşı tövbeleri kabul etmesiyle muamele edecektir.
Fazl: Verilmesi zorunlu ve gerekli olmadığı hâlde, verilen her türlü bağış ve lütuf.
Rahmet: Acıma, şefkat; muhatabına iyilik ve ihsan etmeyi gerektiren yumuşaklık ve incelik.