Babasının annesi: Fâtıma bin Muhammed (r.anha)

Miladi 609 yılında Mekke’de doğdu. Hz. Peygamber’in en küçük kızıydı. Lakabı “beyaz, parlak ve aydınlık yüzlü kadın” anlamına gelen Zehra idi. Ama “iffetli ve namuslu kadın” anlamındaki Betül lakabıyla da anılmıştı. Resûlüllah’ın terbiyesiyle yetişen Hz. Fatıma onun hem hayâ ve edep gibi özelliklerine, hem de konuşma tarzından yürüyüşüne kadar birçok vasfına sahipti. Hz. Peygamber gibi sade bir hayat yaşamıştı. Resûlullah, Hz. Fatıma’yı görünce sevinir, kendisini ayakta karşılar, ona iltifat edip yanına veya kendi yerine oturturdu. Fâtıma da babasına çok düşkündü. Onun üzülmesine hiç dayanamazdı. Bu yüzden en zor zamanlarında bir anne şefkatiyle yanında olmuştu. Bu yüzden Peygamberimiz onu “ümmü ebîhâ” (babasının annesi) diye sever, “Fâtıma benden bir parçadır. Ona eziyet veren şey bana da eziyet verir.” derdi. (Müslim, Fedâilü’s-sahâbe, 94) Hz. Fatıma, Rasulüllah’ın ölümünden beş buçuk ay sonra 3 Ramazan 11 tarihinde vefat etmişti. Cenaze namazını Hz. Abbas veya Hz. Ali kıldırmıştı. Vasiyeti üzerine de Cennetü’l-Bakî’a defnedilmişti.

---

Türkiye ile Yunanistan arasında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla ilgili Zürih Antlaşması imzalandı. (1959)

---

Bütün emelimiz rabbimizin bizi erdemliler topluluğuna dahil etmesi olduğuna göre, Allah’a ve bize gelen gerçeğe niçin iman etmeyelim? (Mâide, 5/84)