Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kırşehir Hoca Ahmet Yesevi Camii'nde hutbe irat etti, cuma namazı kıldırdı.
İslam dininin hayatın her alanında dürüstlüğü ve merhameti şiar edinmeyi emrettiğini belirten Başkan Erbaş, "Özellikle ticaret ve alışverişte cimrilik ve tamahın esiri olup harama bulaşmayı, yalan ve hileyle haksız kazanç elde etmeyi yasaklamıştır. Bu hususta Rabb'imiz şöyle buyurmuştur: Ey iman edenler. Karşılıklı rızaya dayanan ticaret dışında, mallarınızı aranızda haksız ve haram yollarla yemeyin ve kendinizi helak etmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir." diye konuştu.
Ahilik Teşkilatı'nın İslam'ın özünden süzülerek hayata geçirilen kurallarıyla ticaret hayatına yön verdiğini vurgulayan Başkan Erbaş, şöyle devam etti:
"Bu ahlak timsali teşkilatın özü, eline, diline, beline sahip olmaktır. Eşine, işine ve aşına özen göstermektir. Harama bakmamak, haram yiyip içmemek ve harama el uzatmamaktır. Yanlış ölçmemek, eksik tartmamaktır. Güçlü iken affetmesini, öfkeli iken yumuşak davranmasını bilmektir. İyi huylu ve güzel ahlaklı olabilmektir. İşinde ve hayatında güvenilir, ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmaktır. Güler yüz ve tatlı dilli olmak, insanların yüzüne hatalarını vurmamaktır. Dostluğa önem vermek, tevazu sahibi olmaktır. Kötülüğe iyilikle mukabele etmektir. Dedikodu ve gıybeti terk edip, anaya ve ataya hürmet etmektir. Başkasının malına hıyanet etmemek, emanete sahip çıkmaktır. Daima hakkı söylemek, cömert, ikram ve kerem sahibi olmaktır. Sabır ehli olup öfkesine hakim olmak ve iyiliğin karşılığını sadece Yüce Allah'tan beklemektir."
Prof. Dr. Erbaş, Ahilik bilincine sahip bir müminin, hırs ve hazzın, daha fazla kazanma arzusunun esiri olamayacağını ve rızkına kimsenin hakkını bulaştıramayacağını anlattı.
Müslümanların, Hazreti Muhammed'in buyruklarını kendilerine rehber edinmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Erbaş, şunları kaydetti:
"Müslüman, kendisinin ve ailesinin boğazından haram lokma geçiremez. Arz talep dengesini bozarak bir malı değerinden fazlaya satamaz. Evinin huzurunu, sofrasının tadını, Allah ve Resulü'nün yasakladığı haramlarla kaçıramaz. Mümin her zaman, Sevgili Peygamberimizin 'Dürüst ve güvenilir tüccar, ahirette peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraber olacaktır' müjdesine erişebilmenin gayretinde olur. Kıyamet gününde, kazancının ve harcamalarının hesabını vereceğini bilir ve hayatını buna göre tanzim eder. Asırlarca bu topraklarda sevgi ve kardeşliği, fedakarlık ve diğerkamlığı ticaret, iş ve çalışma hayatına hakim kılan ecdadımızın evlatları olarak cennet vatanımız Anadolu'muzu bereket yurdu haline getirelim. Ticarette sadece dünya kazancını değil, ahiret hesabını da gözetelim. Sevgili Peygamberimizin, 'Bizi aldatan bizden değildir' uyarısını hiçbir zaman unutmayalım. Haksız kazançtan, karaborsacılıktan, fırsatçılıktan, kul ve kamu hakkını ihlal etmekten uzak duralım. Rabb'imizin rızasını kazanmayı ve ahiret sermayesi biriktirmeyi her şeyden üstün görelim."