Besmele ne anlama gelmektedir?
Besmele, genel anlamda hayırlı her işin başında Allah’ın adını hatırlamanın, özelde de “Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla” anlamına gelen “Bismillâhirrahmânirrahîm” cümlesinin adıdır.
Besmeleye “Allah’ın adını anmak” anlamına gelen “tesmiye” de denir.
“Besmele”den maksat, Yüce Allah’ı hatırlamak ve O’nun ismini zikretmektir. Nitekim bu konudaki rivayetlerin çoğunda besmele olarak sadece “bismillâh” ibaresi yer alırken, kimisinde “bizikrillâh” lafzı, (İbn Hanbel, II, 360) kimisinde de “bismillâh ve alâ milleti Resûlillâh” (İbn Mâce, Cenâiz, 38) ifadesi kullanılır.
Kur’an-ı Kerim’de besmele olan ayetler
Kur’an-ı Kerim’de besmele, Neml sûresinin 30. ayetinin bir bölümünde kinnehû min Süleymâne ve innehû bismi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm / إِنَّهُ مِنْ سُلَيْمَانَ وَإِنَّهُ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ ” (27/30) ve Fatiha suresinin ilk ayetinde geçmektedir.
Kur’an’da ilk nâzil olan ve İslâm vahyinin başlangıcını teşkil eden “İkra’ bismi rabbike’llezî halak” (Yaratan Rabbinin adıyla oku!) âyeti de besmeleyi ihtiva etmektedir. Ancak Müslümanların “Bismillâhirrahmânirrahîm” cümlesi ile ilk tanışmaları, Neml 30.ayet-i kerimesi ile olmuştur.
Ayrıca Besmele, Hûd sûresinde geçen “bismillâhi mecrâhâ... / بِسْمِ اللَّهِ مَجْرٰيهَا ” âyetinden (Geminin yüzüp gitmesi de, durması da Allah’ın adıyladır.) (11/41) sonra Hz. Peygamber’in emriyle “bismillâh / بسم الله ” şeklinde yazılıp söylenmiş ve bu şekil besmelenin en kısa ifadesi olarak günümüze kadar ulaşan geniş bir kullanıma sahip olmuştur (bk. Wensinck, el-Muʿcem, “ism” md.)
Besmelenin baş tarafına istiâze “eûzü billâhi mineşşeytânirracîm / أعوذ بالله من الشيطان الرجيم ” cümlesi eklenir. Bazen de hat yazılarında, besmelenin sonuna “ve bihî nestaîn / وبه نستعين ” veya “ve bihi’l-avn / وبه العون ” ibaresi ilâve edilmiştir .
Tevbe sûresi hariç diğer sûrelerin başında besmele yazılmıştır. Sûre başlarındaki besmeleler, müstakil birer âyettir. Ancak o sûreye dahil değildir.
Hadis-i Şeriflerde Besmele
Peygamberimiz (sas), “Yüce Allah’ı anarak başlanmayan her anlamlı söz veya iş, bereketsizdir/sonuçsuzdur.” buyurmuştur. (İbn Hanbel, II, 360)
Hadisten anlaşıldığına göre, anlamlı her işin ve sözün, başlangıcında Yüce Allah’ın hatırlanması, o işin mânevî değerinin ve bereketinin artmasına,ayrıca hayırlı ve güzel şekilde neticelenmesine vesile olur. Besmelenin okunmadığı işler ise, bereketten mahrum ve güzel sonuçlardan uzak olur. Şu hâlde besmele, her hayrın anahtarıdır.
Resûl-i Ekrem’in hayatında besmelenin son derece geniş bir kullanım alanı vardı.
Allah Resûlü evden çıkarken, mescide girdiği ve mescitten çıktığı zaman besmele ile dua okurdu. Abdest alınacağı zaman besmele çekilmesini sıkı sıkıya tembih eder, namazda besmele çekmeyi de ihmal etmezdi. Bineğine binmek için ayağını üzengiye basınca, “Bismillâh” der, bineğin sırtına yerleşince de “Elhamdülillâh” derdi. Sonra da, “Sübhânellezî sehhara lenâ hâzâ vemâ künnâ lehû mukrinîn (Bunu bizim hizmetimize veren Allah’ı tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik.)” (Zuhruf, 43/13) âyetini okurdu. “Allâhümme bismike ahyâ ve bismike emût (Allah’ım! Senin isminle yaşar, senin isminle ölürüm.)” diye besmeleyle yatağına yatar; kalktığında da “Elhamdülillâhillezî ahyânâ ba’de mâ emâtenâ ve ileyhi’n-nüşûr (Canlarımızı aldıktan sonra bizi dirilten Allah’a hamdolsun; diriltmek yalnız ona mahsustur.)” diye hamdeleyle dua ederdi. (Müslim, Zikir, 59)
Kurban keserken, “Bismillâhi Allâhu ekber” der, cenazeyi kabre koyarken, “Bismillâhi ve alâ milleti Resûlillâh [(Seni) Allah’ın adıyla ve Resûlullah’ın dini üzere (kabre koyuyoruz).]”(İbn Mâce, Cenâiz, 38) buyururdu.
Sıtma ve her türlü sancı veren hastalıklara karşı ashâbına besmele ve istiâze ile dua etmeyi öğretirdi.
Tuvalete girmeden önce “Bismillâh” demeyi tavsiye ederdi.
Kendilerinin ve doğacak çocuklarının selâmeti için evli çiftlere cinsel ilişkiden önce besmele çekmelerini öğütlerdi. Böylesi durumlarda besmele çekmek, sevaba ve Allah’ın rızasına vesile olan faziletli ve müstehap bir davranıştır.
Ancak bazı durumlarda besmele, zorunluluk belirten farz hükmünü alır. Meselâ, eti helâl olan hayvanların kesiminden önce (En’am 6/121) ve eğitilmiş av hayvanlarını ava gönderirken besmele çekmek farzdır.
Günlük Hayatta Besmele
Neml sûresindeki âyette (27/30) besmelenin Hz. Süleyman’ın Belkıs’a gönderdiği mektubun başında yer alması söz konusudur. Bu durum, İslâm’ın başlangıcından itibaren bütün belgelerin yazımına besmele ile başlanılması kaidesini ortaya çıkarmıştır.
Osmanlılar’ın son devirlerinde özel yazışmaların başında besmele yerine sonu içe kıvrık be harfi şeklinde işaretinin kullanıldığı görülmektedir. Bunda, üzerinde Allah adı yazılı bulunan kâğıtların ayak altına düşmesinden doğacak saygısızlıkların önüne geçebilme arzusunun mühim rolü olmuştur. Nitekim aynı maksatla içinde lafzatullah (الله) geçen isim ve diğer ibarelerde de buna delâlet etmek üzere (اه) rumuzunun yazılması âdet olmuştur.
Hattatların besmeleyi yazarken gereken itinayı göstermelerinin başlıca sebepleri
Hattatların besmeleyi yazarken gereken itinayı göstermelerinin başlıca sebepleri Hz. Enes’ten gelen bir rivayette, “Bismillâhirrahmânirrahîm’i özenerek güzel yazan kişiyi Allah affeder” buyurulması ile Hz. Ali’nin, “Besmeleyi güzel yazan kişi affedilmiştir” sözüdür. Bu sözler ayrıca besmelenin çokça yazılmasının da esas âmili olmuştur.
Eski ve yeni hattatlarca yazılmış çeşitli besmele örnekleri, hat konusunda yazılmış genel eserler içinde ayrı bir bölüm halinde yer aldığı gibi sadece besmele örneklerini ihtiva eden albümler de yayımlanmıştır. Çeşitli besmele örneklerini derleyen albümler arasında en geniş olanı, Muhammed Mehdî Herâtî’nin Tecellî-i Hüner der Kitâbet-i Bismillâh’ıdır (Meşhed 1987).
Merhum Süleyman Çelebi’de Mevlid-i Şerif’e şu şekilde başlar:
Allah adın zikredelim evvelâ / Vâcib oldur cümle işte her kula
Allah adın her kim ol evvel ana / Her işi âsan eder Allah ona
Allah adı olsa her işin önü / Hergiz ebter olmaya ânın sonu
Her nefeste Allah adın de müdâm / Allah adıyla olur her iş tamam.