Sedide AKBULUT
DİB Yaygın Din Eğitimi Daire Başkanı
İnsanın var oluşu ile başlayan toplumsal, ekonomik ve teknolojik gelişmeler dünya tarihinde pek çok değişim ve dönüşüme sahne olmuştur. Tarım toplumundan sanayi toplumuna, bilgi çağından dijital çağa dönüşen hızlı bir periyodun içinde dünyamız. Maslow’un ihtiyaçlar piramidinde temel basamaklar değişmese de erişim ve kazanımlar çeşitlilik arz ederken her yeni yöntem bir öncekini güncellemiştir.
Tarihî kayıtlarda görüldüğü gibi erişilebilir coğrafyanın toplumlar üzerindeki etkileşimi insanların yeni ihtiyaçlarını gündeme getirmiş, özellikle bilim insanlarının yaptıkları çalışmaları birbirlerine ulaştırmak ve fikir alışverişinde bulunmak için başlattıkları “uzaktan eğitim” olarak adlandırılan uygulamalar kullanılmıştır. İlk çalışmalar 1700’lü yıllarda mektup aracılığı ile başlamış, 1883’te ABD’de Mektupla Eğitim Üniversitesi kurulmuştur.Almanya’nın 1856’da kurduğu “Tele Colleg”, “Schulfernsehen”, “Fern Universitat”gibi uzaktan eğitim kurumları günümüze kadar gelmiştir. 1939 yılında Fransa’da “Uzaktan Eğitim Merkezi” kurulmuş, aynı dönemde Rusya’da da uzaktan eğitimle ilgili benzer uygulama ve projeler geliştirilmiştir. Türkiye’de 1927’de başlayıp 1968’de kendini gösteren “Mektupla Öğretim Merkezi”nin başarısı Deneme Yüksek Öğretmen Okulu, Açık Öğretim Fakültesi, Açık Öğretim Lisesi, Açık İlköğretim ve Yayın Yükseköğretim Kurumu’nun (YAYKUR) oluşturulmasına zemin hazırlamıştır. Yükseköğretimde ise uzaktan eğitim modeli ilk olarak Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesinde 1982 yılında iktisat ve iş idaresi programları ile birlikte resmî olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Hayatın hemen hemen her alanındaki dijital dönüşüm dünyayı etkisi altına alan pandemi ile birlikte daha etkileyici ve kuşatıcı olmaya başlamış sağlıktan tarıma, sanayiden gündelik hayata kadar yeni yaklaşımları ortaya çıkarmıştır. Eğitim de bu etkileşimden nasibini alarak dijital eğitim uygulamalarına kapı aralamıştır. Çocuk, yetişkin, kadın, erkek pek çok insanın bir şekilde dâhil olduğu dijitalleşme sürecinde eğitim ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı gündem olmuş; yeni arayışlar, yeni öğrenmeler, dijital sınıflar, online dersler de artık eğitim literatürüne girmiştir. Bu literatür sayesinde dijital eğitim, bir yönüyle yöntem, içerik, hedef ve kazanımlarıyla eğitime yeni bir vizyon ve kapsam kazandırmıştır.
Son yıllarda salgının yaşattığı kapanmalar nedeniyle eğitim ihtiyacını karşılamak için neredeyse bütün üniversiteler eğitimde dijital platformları kullanmak zorunda kaldılar. Bu zorunluluk, eğitimin niteliğini tartışmaya açsa da özellikle din eğitiminde yeni öğrenme modellerini gündeme getirmiştir. Böylece din, inanç, kutsal metin ve ritüeller, dinî bilgi ve mesajlar sanal dünyaya taşınmakta, insanlar merak ettikleri konulara farklı da olsa cevaplar bulmaktadır. Bu farklılıklar bazen zengin müktesebat ile açıklanırken bazen de anlık cevaplarla muhatabını etkilemektedir. Bu durum aklıselim din adamları ve kuruluşlar tarafından din eğitimi alanındaki bilgi ve belgelerin sanal ortamlara aktarılmasına ve dinî kurumların dijital ortama taşınmasına da zemin hazırlamıştır.
Resmî bir kurum olarak Diyanet İşleri Başkanlığı 633 sayılı Kanun çerçevesinde toplumu din konusunda aydınlatma görevini yerine getirirken teknolojik gelişmelerin farkında, yeni dijital öğrenme modelleri ile sahih ve güvenilir dinî bilgiyi vatandaşa ulaştırmanın çabası içindedir. Kur’an kurslarındaki eğitimler, hutbe ve vaaz ile yapılan irşat hizmetleri, dinî hayata dair fetva ve rehberlik faaliyetleri yaygın din eğitimi olarak değerlendirildiğinde toplumun tüm kesimlerine ulaşılabilirlik hedeflenmektedir. Bu bağlamda dijital din eğitimi hizmeti sunulan platformlardan birkaçına değinmek isabetli olacaktır.
Web siteleri
Bütün yaş gruplarına yönelik internet kullanımı üzerine yapılan bir araştırmada internette online iken kendi inancı hakkında bilgi aradığını belirten katılımcı oranının yüzde 91 olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu durum bireylerin herhangi bir amaçla internete girdiklerinde dine dair meraklarına cevap aradıklarını da göstermektedir. Bununla beraber dijital okumaların uzun soluklu yapılamadığı gerçekliğinden yola çıkan Diyanet İşleri Başkanlığı öncelikle Din İşleri Yüksek Kurulu aracılığı ile dinî hayata dair sorulara online erişim imkanları sunarken merkez ve taşra teşkilatlarına ait web sayfalarında da belirli konularda kısa kısa bilgilendirme metinlerine yer vermektedir. Her hafta camilerde okunan hutbelere yine bu web siteleri ile ulaşılmaktadır. Cuma namazına katılıp katılamadığı bilinemese de her hafta hutbelerin okunma sayısında görülen artış dinî öğrenme ihtiyacının varlığını göstermektedir.
Mobil uygulamalar
Akıllı telefonlarla birlikte yol/yön bulma, dil öğrenme, hesap yapma gibi hayatı kolaylaştıran pek çok uygulama kullanıma girmiştir. Bu kolaylıklara alışan insan ibadet hayatına ve dinî sorumluluklarına dair uyaran ve bilgilendiren uygulamalara ihtiyaç duymaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı da geliştirmiş olduğu namaz vakti, namaz rehberi, Diyanet takvimi gibi mobil uygulamaların yanı sıra din eğitimi için kullanılabilecek Elif Ba, Kur’an-ı Kerim, Sure ve Dualar, Kur’an Akademi, Diyanet Çocuk Takvimi, Diyanet Aylık Dergi, Diyanet Aile Dergisi ve Diyanet Çocuk Dergisi gibi süreli yayınlar ve Diyanet Dergilik uygulamaları ile yaygın din eğitiminde güçlü ve etkili bir hizmet yürütmektedir. Böylece duaları sesli okuma, ayet ve hadisleri okuma, dinleme; bilmeyenler için ise ibadetleri görüntülü bir şekilde uygulamalı olarak öğrenme, namaz kılmak için Kur’an’dan gerekli olan belli sure veya ayetlerin öğrenilmesi gibi hususlarda geliştirilen bu uygulamalar dinini öğrenmek isteyenlere mekân ve zaman sınırı olmaksızın dijital imkânlar sunmaktadır.
Sosyal ağlarda dijital irşat
Bugün etkin olan çeşitli sosyal medya kanalları üzerinden canlı yayın, dinî sohbetler ile görsel, işitsel ve yazılı paylaşımlar dinî konularda bilgi edinmeye yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu dersler sayesinde uzaktan öğretim tarzında sınıflar oluşturulabilmekte ve canlı dersler yapılabilmektedir. Yapılan dersler, arşivleme sayesinde kayıt altına alınmakta ve uzun süre sanal ortamda kalarak konu ile ilgilenenler tarafından pek çok kez izlenmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı salgın döneminde gönderdiği talimatlar ile dijital vaazlara sistematik bir anlayış getirmiş, kapanmaların kalkmasıyla da müftülüklerimizin hemen hemen pek çoğunun sosyal ağlardan biri veya birkaçıyla yürüttüğü dijital irşat planlamaları vatandaşın teveccühü doğrultusunda devam etmektedir. Bu sayede yüz yüze ulaşabileceğinden çok daha fazla vatandaşa ulaşılabilirlik sağlanmaktadır. Sosyal ağlarda yapılan vaaz, seminer ve sohbetler aracılığı ile milyonlarca insana sıcak yuvalarında sahih dinî bilgiyi dinleme ve öğrenme imkânı sunulmuştur.
Online/uzaktan eğitimler
Yaşanılan teknolojik gelişmeler insanoğlunu haz veren ve hız kazandıran yeni alanlarla tanıştırırken dünyayı etkisi altına alan salgına karşı da hazırlamaktaydı. EBA gibi bir uygulama dijital dünyaya aşina olan çocuğa da ebeveyne de acemice gelmedi. Öğrenciler ekranın sadece eğlenceye hizmet vermediğini görürken veliler de dijital dünyanın çok da korkulacak bir mecra olmadığına ve çocukları için bir eğitim yatırımı olabileceğine ikna oldular.
Bu süreçte hedeflediği kesintisiz eğitim stratejisiyle Diyanet İşleri Başkanlığı yaygın din eğitiminde yeni programlar hazırlayarak “Evde Kal Türkiye” sloganıyla salgının tehditlerinden uzak tutulmaya çalışılan vatandaşa “Haydi Türkiye Evden Kur’an Öğrenmeye” projesiyle uzaktan Kur’an öğrenme fırsatı sağladı. İhtiyaç odaklı ve 4-6 yaş grubu programlar farklı uygulamalarla canlı derslere dönüştürüldü. Dijitalleşmenin baş döndüren hızı karşısında Diyanet İşleri Başkanlığı dijital eğitim imkânlarını geliştirerek devam etme kararı almış, her yaş grubu insana Kur’an’ı ve İslam dinini öğrenebileceği uzaktan eğitim programları hazırlamıştır.
Dijital yayınlar
Dijital yayıncılık; e-kitap, dergi, film ve dizi gibi içeriklerin dijital ortama yüklenerek internet üzerinden hedef kitleye ulaştırılmasıdır. Bu yeni yayın yöntemi sanatta, edebiyatta ve yazılı basında son dönemin en büyük atılımlarından biridir. Dijital yayınların sağladığı en büyük avantajlardan biri tasarruftur. Bununla birlikte birden fazla cihazdan erişebilmek gibi kolaylıklar da sağlamaktadır. Neredeyse her yerde kitap okuyabilir, podcast dinleyebilir ya da dizi izleyebilirsiniz. Diyanet İşleri Başkanlığı Diyanet TV, Diyanet Radyo, Kur’an Radyo ve Risalet Radyo ile kurumsal anlamda görsel ve işitsel yayıncılık yaparken basılı yayınlar alanında da dijital yenilikler üretmektedir. Her yaş grubundan insanın erişim imkânı bulabileceği https://yayin.diyanet.gov.tr/ sayfasında sesli makale, sesli kitap gibi zengin çeşitliliği ile oku, dinle ve izle seçenekleriyle dijitalleşen dinî bilgiye sahih kaynaklardan ulaşabilme imkânı sunulmaktadır. Podcastler sayesinde kısa, şaşırtıcı ve heyecan verici kayıtlar izleyicide merak uyandırarak kalıcı ve kullanılabilir bilgiye dönüşmektedir. Ayrıca https://cocuk.diyanet.gov.tr/ sayfasıyla da çocuklarımıza oku, izle ve oyna başlıklarıyla dijital dünyanın sarmalına düşürmeden eğlendirerek öğretmeyi hedeflemektedir.
Sonuç olarak söylemeliyiz ki insanın toplumsal varoluşu ile başlayan bilgi aktarımı bazen sözel bazen yazınsal olsa da sağlam olup olmadığına dair belirli kriterler oluşturulmuş, rivayet kültürü bir disipline tabi tutulmuş, matbaanın icadıyla da kolaylaşmış, hızlanmış ve arşiv külliyatı meydana gelmiştir. İçinde yaşadığımız dijital kültürün etkisiyle yetişen yeni neslin eğitim anlayışı da bu doğrultuda değişmiş; dijital kaynakları önceleyen eğitim modelleri ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda dijital platformların din eğitimi açısından işlevsel olarak kullanılmasının hedef kitlenin ihtiyacına büyük oranda cevap verebileceği görülse de bu platformlarda paylaşılan dinî bilgilerin içeriği, ilgi çekiciliği, doğruluğu dijital mecraya güveni arttıracak etkin unsurlardır. Hepsinden önemlisi dijital platformlardaki dinî bilgilerin doğruluğunun kontrol edilememesi, yetkin olup olmadığı bilinmeyen kişi ve kurumların bu ortamlardaki paylaşımları, bir denetim mekanizmasına olan ihtiyacı zorunlu kılmaktadır. İnsan bedenine biyolojik ve psikolojik açıdan zarar veren bilgi ve paylaşımlar sağlık ve güvenlik gibi gerekçelerle kontrol altında tutulmaya çalışılıp yasal düzenlemelere gidilirken köklü bir geçmişin kadim bir dinî bilgi ve ibadet müktesebatının bilimsel ve asıl kaynaklara dayalı denetleme mekanizmalarından geçirilmesi dijital ortamdaki dinî içerikli paylaşım ve yayınların güvenirliğini arttıracaktır.