Tuğba KİŞMİR
Rize Müftü Yardımcısı
-Ne tuhaf bir kadın, kolilerin üzerine “DİKKAT İNCİNİR!” yazmış.
-Galiba kristal sürahi takımı var bunun içinde. “Aman dikkat edin, çok hassas davranın!” demek istiyor.
-30 kolinin üzerinde de “DİKKAT İNCİNİR” yazıyor. Otuz tane mi sürahi takımı var?
-Belki yemek takımı da kristaldendir.
Ah şu “evden eve nakliyat” firmalarının çalışanları! Hayatları boyunca yüzlerce koliyi sırtlamış, arabayı doldurup boşaltmış, kolileri taşınılan eve çıkartıp “pat” diye salonun ortasına atmış olmalarına rağmen onlara ne kadar da yabancılar. Giysi kolisi, mutfak eşyası kolisi, kırılacak eşya kolisi ve kitap kolisi birbirinden tamamen farklıdır. Giysi kolileri, genelde en hafif olanları ve koli çeşitleri arasında en az bulunanlarıdır; çünkü insanlar elbiselerini hurçlara istiflemeyi tercih ederler. Hem daha temiz hem daha şık. Mutfak malzemeleri kolileri, “Unuttum, şunu da şuraya koyayım, bunu da buraya sıkıştırayım.” denildiği için genellikle şekli bozuk, kapakları neredeyse birbirine değmeyecek kadar tıka basa doldurulmuş, bantların arasından süzgeç ve cezve kulplarının “özgürlük” diyerek dışarı taştığı kolilerdir. Kırılacak eşya kolileri, “Bunlar bir kırılsın, ben size yapacağımı bilirim.” mesajı veren, çifter çifter bantlanmış, yetmemiş iplerle sarmalanmış, üzerine kocaman harflerle “DİKKAT KIRILIR!” yazılmış kolilerdir. Hem yükte hem pahada ağırdırlar.
Gelelim kitap kolilerine. Hazırlık aşaması en uzun süren kolilerdir. Kitapları önce türlerine göre yerleştirmek istersiniz; romanlar, öykü ve şiir kitapları şuraya, fikir kitapları buraya, dinî kitaplar ki onlar da kendi içinde pek çok dala ayrılır, tefsirler bu koliye, hadisler şu koliye, fıkıhlar o koliye… Özel ilgi duyduğunuz kitapları ayrı kolilemek istersiniz. Onları böyle koyalım, dergileri şöyle koyalım derken işin içinden çıkamazsınız. Hele de elinize aldığınız her kitabın içine bakayım, bunda ne anlatılıyormuş, bunu ne zaman nereden almışım, niye bu satırları çizmişim, buraya neden soru işareti koymuşum gibi ayrıntılara girerseniz akşama kadar anca bir iki koli doldurabilirsiniz.
Kitap kolilerini hazırlarken sadece götüreceklerinizi hazırlasanız iyi. Genelde geri dönüşüme gidecek ve arkadaşlara verilecek kitaplar da bu aşamada tespit edilir. Üç kolili denkleme eleman bulduğunuzu hayal edin.
-Sen geri dönüşüme git. Vatana millete faydan olsun.
-Seni arkadaşım istemişti. Onunla daha mutlu olursun. (Gözler yaşarır.) Hem ben kolay kolay dönemem sana, artık okunmuş bir kitapsın. (Moral olsun diye espri yapılır.)
-Sen daha okunmadın. Okunacaklar listesinde romanlar kolisine git bakalım.
Kitap kolisi dizmek havuz problemi çözmek gibi bir şey. Elinize tarihî-biyografik bir eser geldi. Onu önce -bu tür kitaplar kütüphanenizde belli bir yekûn teşkil etmiyorsa- romanların yanına yerleştirmeye karar verirsiniz; çünkü okurken bir romanın sizde uyandırdığı etkiyi uyandırır. Başka âlemlere alır götürür sizi. Sonra vazgeçersiniz. Tarih kitaplarından bir koli oluşturmuşsanız -ki oluşturmanız elzemdir- oraya yerleştirirsiniz.
Kolileri türlerine göre ayarlayabileceğiniz gibi yazarlarına göre de ayarlayabilirsiniz. Mesela fikir ve ruh dünyanızı inşa eden Necip Fazıl Kısakürek’in, Sezai Karakoç’un, Cemil Meriç’in, Nuri Pakdil’in, Cahit Zarifoğlu’nun eserlerini birkaç kolide toplayabilirsiniz. Böylece şiir, hikâye, deneme, fikir kitabı ayrımından kurtulmuş olursunuz.
Dinî eserleri kolilerken daha bir dikkat kesilirsiniz. Hatta mümkün mertebe Kur’an-ı Kerimleri ve tefsirleri yerleştirdiğiniz kolileri ayakaltında bulundurmayıp ötekilerin üzerine koyarsınız. Yanına hadis, siyer, onun yanına fıkıh, ilmihâl, kelam, tasavvuf…
Taşınmaya karar verdiğinizde yangında ilk kurtarılacaklar misali önce kütüphanenizi kolileyin. Elinize aldığınız, okuduğunuz ya da okumadığınız her kitap sizi bir hatıraya götürecektir. Evdeki tabaklarınızla, rendenizle, temizlik malzemelerinizle anınız olmayabilir; fakat elinizdeki o kitapla mutlaka bir yaşanmışlığınız vardır. Bu sebeple kitap kolileri kırılacak eşya kolilerinden daha itinalı hazırlanmalıdır. Evet, belki onlar kristaller gibi kırılmazlar; ama dikkat edin, incinirler!