Ecdat Yadigârı Kudüs

Yavuz Sultan Selim Han devrinden Kudüs’ün elden çıktığı yıllara dek ecdat Kudüs’ün her karış toprağına mimari, ilmî damgalar vurmuştur. Bu damgalarla birlikte asırlar boyu ilmek ilmek dokunan hatıralar Kudüs’le bağımızı diri tutmaktadır. Fetihten hemen sonra Kubbetüssahra Camisi’nin restorasyonu, imarethanesi bugün hâlâ hizmet veren Hürrem Sultan Külliyesi, günümüzde dimdik ayakta duran şehir surları, bölgenin su ihtiyacını karşılayan su kanalları, silsile kapısının önünde Kanuni’nin yaptırdığı görkemli çeşme, 16. yüzyıl Sancak Beyi Ahmed Paşa’nın yaptırdığı medrese, cami ve namazgâh saymakla bitmez ecdat yadigârlarındandır. Asırlar öncesinden bugüne âdeta seslenmektedir: Osmanlı’nın Kudüs’te ne işi vardı? Orayla ne alakamız var? Mescid-i Aksa’yı bekleyen son Osmanlı askeri Iğdırlı Hasan Onbaşı vefat edene kadar onlarca yıl neden nöbet yerini terk etmedi? Mescid-i Aksa’da On İki Bin Şamdanlı Avlu adıyla anılan bölgenin hatırası neydi ki 500 yıldan fazladır hâlâ aynı adla anılmaktadır?


Bir Hadis: "Satarken, satın alırken, alacağını talep ederken hoşgörülü davranıp kolaylık gösteren kimseye Allah rahmetiyle muamele eylesin." (Buhârî, Büyû’, 16)