“Önceden tasarlanan bir işin umulduğu gibi sonuçlanmayacağını ve düşünüldüğü gibi olmayacağını” anlatmak için “evdeki pazar veya hesap çarşıya uymaz” deriz. Bu atasözünü, planlarını kendi bilgi birikimine göre yapan ama uygulamada her şeyin düşündüğü gibi çıkmayacağını hesap edemeyen kişileri uyarmak ve onları doğru düşünmeye yönlendirmek için kullanırız.

Gerçekten de şu hayat, her şeyin tıkır tıkır işlediği bir saat gibi değildir, her karış toprağında tatlı ve acı sürprizler olan çetin bir yol gibi engebelerle doludur. O yüzden hayatın bu değişken yapısı göz önüne alınarak ciddi bir hazırlık yapılmalıdır. En azından insanın yola çıkmadan önce bir (B) planı olmalıdır ve beklenmedik bir durumla karşılaştığında hangi adımı atması gerektiğini öngörebilmelidir. Bu öngörüden yoksun olan, yani bir işin ilerisini kestiremeyen kişi başarının kokusunu dahi alamaz.

Özellikle düğün yapma hazırlığında olan çiftler iyi bir piyasa araştırması yapmalıdır. Tamam, Allah, evlenen kimselerin yardımcısıdır. “Sevgili Peygamberimizin ifadesine göre, Yüce Allah’ın, iffetini korumak için evlenene yardım etmesi haktır…” Bize düşen görev, maddi ve manevi olarak buna hazırlıklı olmaktır ve kurduğumuz yuvanın düzenini sağlayıp eşimizle iyi geçinmektir. Gerek evlilik hayatında gerekse iş sahasında olsun herkes payına düşeni yaparsa evdeki hesabı da çarşıya uydurmuş olur. Aksi hâlde mutluluğun Kaf dağında olduğu düşüncesine kapılıp kendi yuvamızda mutsuz bir hayat sürebiliriz.

Oysa mutluluk bizim içimizdedir.

Hesapsız kitapsız yaptığımız her iş de bu mutluluğu baltalayan olumsuz bir etkendir. Hesap kitap derken, sadece bu dünyadaki kârımızı veya zararımızı düşünmeyelim lütfen! Çünkü esas kâr da zarar da öbür âlemde karşımıza çıkacaktır.

İyi de bu nasıl olmaktadır?

Aslında her şey canımız ölümün eline geçtikten sonra başlayacaktır.

Nihayetinde ölümün eline geçmedik can kalmayacaktır. Ölümden sonraki hayatta cennete girmeyi arzulayan bir kimsenin de hesaba katması gereken şey, Allah’ın rızasını elde etmek olmalıdır. Bunda gevşeklik gösteren kimse, kendini kandırmış ve Allah’ın korumasından da uzaklaşmış olur.

Peki, bir Müslüman Allah’ın korumasına girmek için ne yapmalıdır?

Kesinlikle Allah’ın dini için çalışmalı ve O’nun kullarına iyi muamelede bulunmalıdır. Dünyadayken bu hesabı yapmayan kişinin ahiret pazarındaki şaşkınlığı ve pişmanlığı çok büyük olacaktır. Kaldı ki orası pişmanlık yeri değildir, pişman olup hesabımızı düzgün yapmamız gereken yer burasıdır.

Burası, ahiretin tarlasıdır.

Bu tarladan ahirete götüreceğiniz hayır hasenatınız bol olsun.