İmanın tadına ermek Allah ve Resulünü sevmek
Cenâb-ı Hakk’ın varlık âlemine ve ruhumuza nakşettiği en nadide duygu sevgidir. Sevgi; insanı Rabbine bağlayan, gönülleri birleştiren, hayatı anlamlı kılan eşsiz bir duygudur. Sevilmeye en çok layık olan hiç şüphesiz Allah Teâlâ’dır. Zira O “Vedûd”dur, sevgiyi yaratan, sevmeyi ve sevilmeyi insana öğretendir. Bütün sevgilerin kaynağı O’dur. Tüm kâinat, O’nun sevgi ve merhametiyle ayakta durmaktadır. Mümin, Rabbini şartsız ve sınırsız bir biçimde, ihlas ve ihtiram ile sever. Benzer şekilde Müminin yüreği, Allah Resûlü (s.a.s)’in sevgisiyle de doludur. Zira Peygamberimizi sevmek, bize onun ümmeti olma şerefini bahşeden Rabbimizi sevmenin gereğidir. Bu sebeple Allah ve Peygamber sevgisi imandandır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyurur: “Şu üç özellik kimde bulunursa o kişi imanın tadına erer: Allah ve Resûlü’nü herkesten çok sevmek, sevdiği kişiyi sadece Allah için sevmek, ateşe atılmaktan nasıl korkuyorsa imandan sonra küfre dönmekten de öylece korkmak.” (Buhârî, Îmân, 9.)
---
Hicri Yılbaşı
Diyanet TV Yayın Hayatına Başladı. (2012)
İspanya (Endülüs) Târık b. Ziyâd Tarafından Fethedildi. (711)
---
Dünya hayatı oyun ve eğlenceden ibarettir. Siz iman eder ve Allah’a itaatsizlikten sakınırsanız O da hak ettiğiniz karşılığı verecek, sizden servetinizi de istemeyecektir. (Muhammed, 47/36)