Filistin Vakıflar ve Dini İşler Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, işgalciler ve Yahudi yerleşimcilerin işgal altındaki Batı Şeria'da ve Doğu Kudüs'teki kutsal mekanlara yönelik ihlallerine yer verildi.

Polis korumasındaki fanatik işgalcilerin ocak ayında Mescid-i Aksa'ya 21 kez baskın düzenlediği aktarılan açıklamada, "İşgal güçleri, özellikle de sabah namazlarında Mescid-i Aksa'ya girenlere de kısıtlamalar getirdi." denildi.

İşgalcilerin ocak ayı boyunca El Halil'deki Harem-i İbrahim Camisi'nde 47 kez ezanı engellediğine dikkat çekilen açıklamada, işgalcilerin Harem-i İbrahim Camisi'ne yönelik mekansal ve zamansal bölme planları kapsamında bahsi geçen engelleri sürdürdüğüne işaret edildi.

Açıklamada, işgalcilerin tehlikeli uygulamalarıyla Harem-i İbrahim Camisi'nde kontrolü ele geçirmeye çalıştığı vurgulandı.

Mescid-i Aksa baskınları

Mescid-i Aksa, işgalciler ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.

Yahudiler, 2003'ten bu yana İdarenin izni olmadan işgalcilerin tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabede giriyor. Bu girişleri baskın olarak nitelendiren Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiğini vurguluyor.

İşgalciler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, "Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu" iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor.

İşgalcilerin yönetimi, Mescid-i Aksa'da "sadece Müslümanların ibadet edebildiği diğer dinlerin mensuplarınınsa sadece ziyaret edebileceği" tarihi statükonun korunduğunu savunuyor.

Ancak fanatik işgalcilerin Yahudilerin polis korumasında Aksa'ya düzenledikleri baskınlarda dua etmeleri ve dini ritüelleri yerine getirmeleri sıkça kameralara yansıyor.