İstiâze
İnsan çaresiz kaldığı durumlarda kendisini hayata bağlayacak ve kendisine güven verecek yüce bir varlığa sığınma ihtiyacı duyar. İstiâze, her türlü kötülükten korunabilmek için Allah’ın yardım ve himayesini istemektir. Peygamberler çeşitli vesilelerle Rablerine sığınmayı bir hayat tarzı olarak benimsemişlerdir. Hz. Musa, Firavun gibi ahirete inanmayan kibirlilerden Allah’a sığınmıştır (Mü’min 40/27). Hz. Peygamber de bütün kötü sıfatlardan (Ebû Dâvûd, Vitr, 32), şeytanın vesvesesinden (Ebû Dâvûd, Tıb, 19) Allah’a sığınmıştır. Bu maksatla daha çok İhlas, Felak ve Nâs surelerini okumuş, bunu ashabına da tavsiye etmiştir (Nesâî, İstiâze, 1). Mümine düşen sadece kederli anlarında değil, en güçlü zamanlarında da Allah’a sığınmasıdır. Bazen O’nun kudretini tefekkür ederek zihin istiâze eder. Bazen O’nun af ve mağfiretini gönülden talep ederek kalp istiâze eder. Bazen de O’nun yüceliğini içinden geldiği şekliyle kelimelere dökerek ise dil istiâze eder.
---
2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün vefatı (1973)