“Yokluğunda kendisinden söz edilen kimse, konuşmanın üzerine gelirse o iyi insandır, denilir” anlamında kullanılan söze “iyi insan sözünün üstüne gelir” deriz. Genellikle bu atasözünü sevdiğimiz biri hakkında konuşurken, o kişinin aniden çıkıp gelmesi durumunda kullanırız. Aslında bu sözümüzle gelen kişinin karakterinin iyi olduğunu ifade etmiş oluruz.

Peki, iyi karakterli bir kimsenin özellikleri nelerdir?

Öncelikle sorumluluk sahibidir. Aynı zamanda iyi bir dinleyicidir fakat iyi karakterli kimsenin en belirgin özelliği “iyilik yaptıklarında insanlara iyilikle karşılık vermeyi, kötülük yaptıklarında ise onlara zulmetmemeyi alışkanlık hâline…” getirmesidir. Zayıf karakterli kimse ise bunun tam zıddını yapar. Üstelik güzel ve iyi huylu biri de değildir.

İyi bir kimse olarak anılıp hatırlanmak için insanların gönlüne girecek işler yapmalıyız, tabii bundan önce güzel bir niyet kurmalıyız. Unutmayalım ki kurduğumuz her niyet davranışlarımıza yön veren dümen vazifesi görür. Niyeti kötü olanın söz ve davranışları kötülük kokarken, güzel bir niyetle yola çıkanın etrafı da gül bahçesine döner. Yani “Bir çiçeğin kokusu ne ise bir insanın şahsiyeti de odur.”

Anadolu’da bu durumun önemini kavrayan ve evladına da “şahsiyet” bilinci aşılamak isteyen bazı anneler, çocuklarını bir yere uğurlarken onlara şu şekilde tembihte bulunurlar: “Beni iyi dinle yavrum, insan içine çıktığın zaman hareketlerine dikkat etmelisin. Unutma ki iyi evlat anne babasına iyi dedirtir. Kötü evlat da anne babasına kötü dedirtir. Sen ne yaparsan, o gelir bizi bulur.”

İşte, buna “Anadolu irfanı” denir.

Başta da ifade ettiğimiz gibi, “iyi karakterli bir kimse sorumluluk sahibidir.” İnsanların her gördüğünde içinin açıldığı, görmediğinde ise hakkında iyi şeyler söylediği ve kendisinden bahsederken “sözünün üstüne geldi” dediği kişiler, annelerin tembihini tutmuştur. Bu güzel düşünceli insanlara her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır. Çünkü kişisel menfaatlerin ön plana çıkarıldığı bir çağda yaşıyoruz. Hâliyle etrafımızda “iyi ki varsınız” diyebileceğimiz insanları görmek istiyoruz.

Niçin, o iyi niyetli kimselerden biri de biz olmayalım?

O hâlde dümeni iyilikten yana çevirelim ki kin ve nefret yoldaşımız olmasın.

Bir çiçek gibi açan şahsiyetimiz, kötü niyet ile solmasın.