Elden kaçırılan fırsatın gözde büyütüldüğünü anlatmak için “kaçan balık büyük olur” deriz. Çoğunlukla bu atasözünü kaçırdığımız fırsatlar aklımıza geldikçe kullanırız. Gerçekten de uygun koşulların oluşmadığı her fırsat kaçmaya meyillidir.

Örneğin, hayalindeki işin sınavına yeterince çalışmadan giren kimse, bu sınavı birkaç puanla kaybettiğinde kendini çok kötü hisseder. Yeniden çalışmak yerine kaçırdığı iş fırsatını gözünde büyütürse bir arpa boyu yol bile gidemez. Hatta bu şekilde davranmakla üzüntüsünü daha da artırmış olur.

Peki, bu durumdaki bir insan ne yapmalıdır?

Kesinlikle kendine bir hedef belirleyip düzenli bir şekilde çalışmalıdır.

Ne kadar çalışmamız gerektiğine gelince; eğer içimizde “devler gibi eserler bırakmak” isteyenler varsa “karıncalar gibi çalışmak” zorundadır. Asırlardır ayakta duran yapıların veya dünya klasikleri arasına girmiş olan eserlerin hiçbiri yatmakla kazanılmamıştır. “Ben çıtayı çok yükseğe koyamam” diyorsanız, karıncalar kadar olmasa bile yine de çalışmak gerekir.

Çalışmanın pek çok faydası vardır. Her şeyden önce çalışan kimse gereksiz şeyler ile oyalanmaz, kendisini ve ailesini de muhtaç bir duruma düşürmez. Allah, bizi çalışmaktan geri koymasın. Çünkü çalışmaktan geri kalırsak ilimden, fenden, teknolojiden, tarımdan, kültür ve sanattan da geri kalmış oluruz. Eğer dünyanın şu an geldiği noktayı elli, altmış veya yüz yıl gerisinden takip etmiş olsaydık, şimdiye kadar önden gidenlerin tozunda boğulmuş olurduk. O sebeple yaşadığımız her an bizim için kıymetlidir. Devlet ve millet olarak “vakti zayi etmek” gibi bir lüksümüz yoktur.

“Nasıl oluyor da bir atasözünü devlet millet meselesi hâline getirebiliyorsunuz?” diye hayrete düşmüş olabilirsiniz.

Doğrusu bu sözler, yani darbımeseller milletimizin bağrından çıkan birer cevherdir. Biz bu cevherin zihinlerde millî bir iz düşümü olsun istiyoruz. Kısacası meseleyi devlet millet ekseninde anlattığımız zaman faydayı daha da çoğaltmış oluyoruz. Şimdi bu satırları okuyanların içinden birileri çıkıp da “Ben artık kaçan fırsatları düşünmek ile vaktimi heba etmeyeceğim. Önümdeki fırsatlara bakıp hazırlıklı olacağım.” dese, bu durum hepimizin yararına olmaz mı?

Şu vatanın aziz evlatları her gün bir çakıl taşı büyüklüğünde yatırım yapsa veya üretime katkı sağlasa ileride önümüze çıkacak fırsatlara karşı daha uygun bir ortam hazırlamış oluruz. Ancak böyle bir ortamda devler gibi eserler bırakabiliriz.

Kaçırdığınız balık ne kadar büyük olursa olsun, çalışma azminiz ve ülkemize hizmet etme hevesiniz çok daha büyük olsun.