Kader ve kazaya iman

Kader, Yüce Allah’ın ezelden ebede kadar olacak bütün şeylerin zaman ve yerini, özellik ve niteliklerini, ezelî ilmiyle bilip sınırlaması ve takdir etmesidir. Kaza ise Allah’ın irade ve takdir buyurduğu şeyleri zamanı gelince, ezelî ilim, irade ve takdirine uygun biçimde meydana getirmesi ve yaratmasıdır. Kader ve kazaya iman; hayır ve şer, iyi ve kötü, acı ve tatlı, canlı ve cansız, faydalı ve faydasız her şeyin Allah’ın bilmesi, dilemesi, kudreti, takdiri ve yaratması ile olduğuna, Allah’tan başka yaratıcı bulunmadığına inanmak demektir. Allah insanların hür iradeleriyle seçecekleri şeyleri ezelî ilmiyle bilir ve insanın dilemesi neticesinde yaratır. Bu irade sebebiyle hiç kimse kaderi bahane ederek sorumluluktan kaçamaz. İç yüzü insan tarafından tam olarak kavranamayan kadere güvenip azmi bırakmak, sebeplere sarılmamak; çalışmadan, tedbir almadan tevekkül ettiğini iddia etmek dinimizin kader anlayışıyla bağdaşmaz. Zira her şeyi sebeplere bağlı olarak yaratmak Allah’ın kaderidir.

---

Bir Hadis: “Allah’ım! Altından kalkamayacağım borçtan, düşmanın galip gelmesinden ve düşmanları sevindirecek bir musibete dûçâr olmaktan sana sığınırım.” (İbn Hibbân, İstiaze, 1027)