Mehmet AYCI
Ne zaman dayanılmaz sıcaklar başlasa, çöl fırtınaları çıksa, birisi çölden bahsetse, "sarı sıcak" dese mesela, içimizdeki gökyüzü tarif edilmez bir karalıkla bulutlanır.
Ne zaman çiçeğe dokunsak, Efendimizin, senin saçlarını okşayışını hatırlarız. İçimizdeki sızılar bile salavat getirir.
Ne zaman dudaklarımız kurusa, susasak su içeriz, kana kana içeriz içmesine de içimizde bir yara uçsuz bucaksız kanar.
Ne zaman bir yaprak erken sararsa ve düşse, rüzgâr nereye savurursa savursun gelir, içimize ateşten bir damga olarak yapışır.
Ne zaman perçemimiz alnımıza düşse, perçeminden tutulmuş kesik başından damlayan kanın, dünyanın, şehit düştüğün coğrafyanın lanetine dönüştüğü hakikatini hatırlar, tarihimizin en karanlık çaresizliğini yeniden, yeniden, yeniden yaşarız.
Ne zaman adını söylesek içimizdeki çeşmeler Hüseyni makamında akar, akar, akar...
Ne zaman bir güzel görsek, bir güzellikle karşılaşsak iki kere güzel olduğun aklımıza gelir.
Ne zaman bir at görsek senin vurulup attan düşmen gelir aklımıza, dünyanın bütün atlarının o acı kişnemesinden oluşan acı bir ses ormanında kaybolur, ağıtlara tutunarak yol bulmaya çalışırız.
Ne zaman ellerimize baksak, senin, Efendimizin ellerini tutan o minik parmaklarını hatırlar, masumluğun tarif edilmez bir ırmak olduğunu, o ırmağın Efendimizin parmaklarından, Ali Efendimizin parmaklarından, sonra senin parmaklarından beslenerek kıyamete kadar bütün çocukların ellerini el, parmaklarını parmak kıldığını hayal ederiz.
Ne zaman oruç açsak kendimizden utanırız. İlk yudumu Hüseyin Efendimizin canına değsin diyerek içeriz de yine utanırız.
Ne zaman yere düşsek toprak bize seni söyler.
"Kerbela’nın yazıları
Şehit düştü gazileri
Fatma Ana kuzuları
Ah Hüseyin vah Hüseyin"
Ne zaman söylesek, dilimiz yanar, gönlümüz yanar, sesimiz yanar.
“Yiğit attan düşse yine ad kalır” mucibince adını gönlümüzde, dilimizde, mabetlerimizde, çocuklarımızın adında yaşatarak acımızı hafifletmeye çalışırız.
O güzeller güzeli adının, o tarihin en acısı acının, o tarif edilmez sevginin gönlümüzde kıyamete kadar yurt tutacağını bilerek…