Şâfiîlerin Kâse Şadırvanı
Kubbetu’s-Sahra ile Kıble Mescidi arasında yer alır. Yuvarlak bir havuz içinde bulunan fıskiyeli kâse şeklindeki bu şadırvan, 1193’te Eyyûbîler döneminde yaptırılmıştır. 1327’de Memluk Suriye Valisi Tenkiz en-Nâsırî tarafından restore edilmiştir. Osmanlının son dönemlerinde musluklar ve abdest için oturaklar eklenmiş, havuz da demir parmaklıklarla çevrilmiştir. Daha çok Şâfiîler buradan abdest aldıklarından “Şâfiî Sebili” de denmiştir. Suyu, Beytülahm yakınlarından çıkan Kanâtu’s-Sebil’den geldiği için seviye zeminden bir metre düşürülmüştür.
Kasımpaşa Şadırvanı
Kubbetu’s-Sahra’nın batı tarafında Silsile (Zincir) Kapısı yakınlarında bulunan şadırvan, Osmanlıların Kudüs’te yaptıkları ilk binadır. İstanbul’daki Kasımpaşa semtine adını veren Mısır valisi Güzelce Kasım Paşa tarafından yaptırılmıştır. Şafiîlerin abdest havuzu olarak kullandıkları Garganç (Nârenciye) Havuzu’nun yanındadır. Hanefîler durgun sudan değil de daha çok akan sudan abdest aldıkları için “Hanefî Sebili” diye de anılır. 1527’de inşa edildiğini yazan kitabesinde Kanuni Sultan Süleyman’dan “Dünyayı yöneten ikinci Süleyman” olarak bahseder. Sekiz yüzlü bu su deposunun üzerinde daha önce kurşun kaplamalı ahşap bir kubbe var idi. Mevcut taş kubbenin ise Memlûk kubbelerinden ilham alınarak 1920’lerde yapıldığı sanılmaktadır. Kubbe ile su deposu arasında sekiz yeşil direk üzerine oturtulmuş kurşun kaplamalı hafif eğimli bir gölgelik çatı bulunmaktadır. Burada da suyu, Kanâtu’s-Sebil’den geldiği için seviye zeminden bir metre düşürülmüştür.