Recep ayının 27. gecesi olarak bilinen Miraç Kandili dolayısıyla yurdun tüm camilerinde kandil programları düzenlendi. Vatandaşların camilere akın ettiği gece, ibadet ve dualarla idrak edildi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Zonguldak Uzun Mehmet Camii’nde düzenlenen “Miraç Gecesi Özel Programı”na katıldı.

Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen hafızların Kur’an-ı Kerim tilavetlerinin ve Diyanet İşleri Başkanlığı Tasavvuf Korosu’nun seslendirdiği ilahilerin yer aldığı programda konuşan Başkan Erbaş, “Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s.) Rabbimiz ile yüce bir buluşma gerçekleştirdiği manevi bir yolculuğun ve yükselişin simgesi Miraç Gecesi’ni idrak etmenin huzurunu yaşıyoruz.” dedi.

Başkan Erbaş, Miraç hadisesinin, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya oradan da Cenab-ı Hakk’ın huzuruna vardığı manevi bir yükseliş ve mukaddes bir yolculuk olduğunu belirtti.

Kudüs’ün Kur’an-ı Kerim’de ayetle övüldüğünü ifade eden Başkan Erbaş, şöyle konuştu:

“Günümüzde yaşadığımız Mescid-i Aksa’daki zulümler, baskılar Filistinlilerin, Gazzelilerin yaşamış olduğu soykırım, bundan 900 sene önce nasıl haçlıların işgaliyle olduysa bugün de haçlıların torunları tarafından aynı zulüm orada yapılmaktadır. Cenab-ı Hak, bize sorumluluğumuzu hatırlatıyor, ‘Ey Müslümanlar bu mübarek şehri, Mescid-i Aksa’nın içinde bulunduğu bu şehri muhafaza edin, koruyun zulüm altında yaşamasına müsaade etmeyin.’ buyuruyor.

“Miracın mabedini işgalden kurtarmanın yolu İslam ümmeti olarak birlikte hareket etmekten geçmektedir”

O yüzden aziz kardeşlerim Mescid-i Aksa’yı peygamberlerin bir emaneti ve kadim medeniyetimizin mirası olarak sahiplenmeden ve özgürlüğüne kavuşturmadan Miraç’ın bize yüklediği sorumluluktan kurtulamayız. Ey Müslümanlar! Ey İslam alemi! Miracın mabedini işgal ve zulümden kurtarmanın yolu İslam ümmeti olarak birlik beraberlik içerisinde hareket etmekten geçmektedir.”

“Mescid-i Aksa özgür değilse bütün Müslümanların da ruh ve gönül dünyası özgür değildir”

Başkan Erbaş, Kudüs’ün Müslümanların ilk kıblesine ev sahipliği yapan bir şehir olduğunu hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti:

“Kudüs aynı zamanda bütün farklılıklara rağmen bir arada yaşamanın mümkün olduğunu öğreten bir şehirdir. Ancak Kudüs şimdi mahzun, şimdi yaralı, şimdi mazlum… Mescid-i Aksa tutsak ve Müslümanlardan mahrum. Müslümanlar kolay bir şekilde rahatlıkla Mescid-i Aksa’ya gidip ziyaret yapamıyor. Ey Müslümanlar bu bizim için bir zül değil mi? Mescid-i Aksa ne zaman özgürlüğüne kavuşacak? Açıkça ifade etmeliyim ki Kudüs, Mescid-i Aksa özgür değilse, Mescid-i Aksa zincirlere vurulmuşsa bütün Müslümanların da ruh ve gönül dünyası özgür değildir. Şu mübarek Miraç Gecesi’nde bunu müzakere edelim, bunu tefekkür ve değerlendirelim. Efendimizin şu hadisini bu gece daha iyi anlamaya çalışalım. ‘Bir kötülük gördüğünüz zaman o kötülüğü ellerinizle düzeltiniz. Elinizle gücünüz yetmezse dilinizle düzeltiniz. Dilinizle gücünüz yetmezse kalbinizle...’ Ey Müslümanlar işte onun için Kudüs’ün, Filistin’in, Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için bütün Müslümanlar elimizden, dilimizden geleni yapmalıyız ve kalbimizle mazlumun, mağdurun yanında olmalıyız. Zalimlerin, işgalcilerin karşısında olmalıyız.”

“Miracın Müslümanlara en büyük hediyesinin namazdır”

Başkan Erbaş, “Miracın Müslümanlara en büyük hediyesinin namazdır. Namaz müminlerin miracıdır. Allah Resulü Efendimizin (s.a.s.) Miraç’tan dönüşte getirmiş olduğu bir ibadettir. Peygamber Efendimiz (s.a.s); ‘Namaz dinin direğidir.’ buyurmaktadır. Beş vakit namazdan bahsediyor.” ifadelerini kullandı.

Vatan için mücadele ederken gazi olanlara şifa dileyen Başkan Erbaş, şehitlere ve Bolu’da yaşanan yangında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.