Mukabele ne anlama gelmektedir?
Sözlükte “iki şeyi birbiriyle karşılaştırmak” anlamına gelen mukâbele, üç aylarda ve bilhassa ramazanlarda cami, mescid ve evlerde daha çok sabah, öğle, ikindi namazları öncesinde hafızlar tarafından okunan Kur’an’ı takip etmek suretiyle hatim indirme geleneğinin adıdır.
Arza ve Arza-i ahire ne anlama gelmektedir?
Mukabele geleneği, Cebrâil’in ramazan aylarında her gece Hz. Peygamber’(sas)e gelerek o ana kadar nâzil olan ayet ve sureleri karşılıklı okuyup kontrol etmelerine dayanır. (arza)
Resûl-i Ekrem(sas)’in vefatından önceki son ramazanda mukabele iki defa gerçekleşmiştir. (arza-i ahire)
- Sahâbeden bazıları ramazan ayı gelince aile fertlerini toplayarak onlara mukabele okurlardı (Nevevî, s. 131 vd.).
- Kur’an’ın ramazan ayında nâzil olmaya başlaması, bu ayda yapılan amellerin diğer zamanlara göre daha faziletli kabul edilmesi de geleneğin yaygınlaşmasında etkili olmuştur.
- Mukabele okuyan kişinin hafız da olsa mushafa bakarak okuması daha faziletli görülmüş, dinleyenlerin rahat takip edebilmeleri açısından mukabelenin orta bir hızla tertîl üzere okunması tavsiye edilmiştir.
Hz. Peygamber (sas) ashabın içinde güzel Kur’an okuyanları dinler, bazen göz yaşlarını tutamadığı olurdu. Bir hadiste, Allah’ın evlerinden birinde O’nun kitabını okuyan ve müzakere eden cemaati rahmetin kaplayacağı, onları meleklerin kuşatacağı ve Allah Teâlâ’nın o mecliste yer alanları kendi nezdinde bulunanlara bildireceği kaydedilir. Allah’ın evlerinden genellikle mescidler anlaşılırsa da bu işin yapıldığı mektep, medrese, hankah ve meskenler de buna dahil edilmiştir. Bu maksatla İstanbul’da Topkapı Sarayı Müzesi Hırka-i Saâdet Dairesi’nde günün hemen her saatinde mukabele okuma geleneği sürdürülmektedir.
Osmanlı'da Mukabele
Osmanlılar döneminde namazlardan önce birer cüz mukabele okumakla görevli olan ve kendilerine “cüzhan” denilen cami görevlileri vardı (Pakalın, I, 318). Ayrıca bazı büyük konaklarda güzel sesli imam ve müezzinler görevlendirilir ve sahurdan sonra mukabele okunurdu (Balıkhâne Nâzırı Ali Rızâ Bey, s. 34).
- İstanbul’da Eyüp Sultan Camii ve Türbesi’nde okunan hatimlerin ayrı bir fazileti olduğu kabul edilir, Uzunçarşı esnafı her yıl ramazanda Eyüp Sultan Camii’nde mukabele okuturdu (Ergin, I, 555).
- III. Selim’in ramazanlarda Eyüp’te Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin türbesinde veya sarayda Hırka-i Saâdet Dairesi’nde okunan hatimlere iştirakinden söz edilmiş, bu hatimlerden bazılarının kırâat-i seb‘a üzere okunduğu belirtilmiştir (III. Selim’in Sırkâtibi Ahmed Efendi Tarafından Tutulan Rûznâme, s. 13, 16, 188, 212, 245).
Geçmişten günümüze İslam dünyasında mukabele
Makedonya gibi bazı Balkan ülkelerinde mukabeleye üç aylar girince başlanmakta, receb, şâban ve ramazan aylarında hatim indirilmektedir. Eski İstanbul ramazanlarında camilerde mukabele okumaya ramazandan on beş gün önce başlanır (Balıkhâne Nâzırı Ali Rızâ Bey, s. 38), hatim duası Kadir gecesi öncesi ikindi namazında yapılırdı.
Günümüz İslâm dünyasında yaşatılan mukabele geleneğinde esasta bir değişiklik yoktur. Türkiye’de ramazan mukabeleleri genellikle ramazanın ilk günü başlar ve arefe günü tamamlanarak duası yapılır. Duanın Kadir gecesinde yapıldığı da olur. Bilhassa kış gecelerinde imsakten hemen sonra camiye gidenler sabah namazından önce okunan mukabeleye katılmakta, ramazan için özel dinî yayınlar hazırlayan bazı radyo ve televizyonlarda da mukabele daha çok bu vakitte okunmaktadır. İstanbul’da bilhassa selâtin camilerinde ramazan günlerinde, tanınmış hafızlar mukabele okumaktadır. Ayrıca hanımların evlerde bir araya gelip mukabele dinleme geleneği de yaygındır. Bu meclislerde bir hafızın okuduğu mukabele takip edildiği gibi bir hafızın kayda alınmış kıraatini dinleme de giderek yaygınlık kazanmaktadır.
Hâfızlarıyla ünlü Mısır’da ramazanlarda cami ve evlerde, radyo ve televizyonlarda mukabele okunur. Devamlı Kur’an tilâveti yayını yapan radyolar da vardır. Radyo ve televizyonlarda mukabele okuyacak hâfızlar özel bir kurul tarafından seçilir. Mısır dış ülkelere ramazan aylarında hâfızlar gönderirse de bunlar genellikle mukabele yerine kısa süreli Kur’an tilâvetini tercih ederler.
Fas’ta Merakeş’te dârülkur’ân ramazan boyunca büyük ilgi görür, radyo ve televizyonlarda okunan mukabeleler de takip edilir. Hint alt kıtasında cami, mescid ve evlerde Türkiye’dekine benzer bir mukabele geleneği oluşmamıştır. Nâdiren hâfızların okuduğu Kur’an’ın dinlenmesi şeklinde bir usul gözlenmekteyse de çoğunlukla mukabele olarak hâfızların birbirini dinlemesi türünden bir uygulama mevcuttur. Bu bire bir olabildiği gibi özellikle ramazan ayında bir hâfızın okuyuşunun birden fazla hâfız tarafından dinlenmesi şeklinde de olur.