Mümin tevekkül ehlidir

Tevekkül, elimizden gelen gayreti gösterdikten sonra sonucu Allah Teâlâ’ya havale etmektir. Acizliğimizi bilerek Allah’a teslim olmaktır. En zor anlarımızda yanımızda kimseyi bulamasak da, her anımızda Allah’a sığınmak, el açıp ondan yardım dilemektir. Gerçek tevekkülü peygamberlerin hayatında görürüz. Tevekkülün ilk örneğini Hz. Âdem sergilemiştir. Âdem (as) ile eşi Havva validemiz, yaptıkları yanlışın farkına varınca şöyle dua etmiştir: “Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen mutlaka hüsrana uğrayanlardan oluruz.” (A’râf, 7/23)Tevekkül, tevhid inancı uğrunda ateşe atılmayı göze alan Hz. İbrahim gibi olmaktır. İsmail (as) gibi gerektiğinde Allah yolunda bütün varlığını feda edebilmektir. Hastalıkta Eyüp Peygamber gibi, sabrı ve metaneti kuşanmaktır. Hz. Yusuf’un hasretinden gözlerini yitiren Yakup Peygamber gibi fedakâr olabilmektir. Tevekkül, iffet ve hayâ timsali Yusuf (as) gibi her türlü imtihanın karşısında Allah’a sığınmaktır.

---

“Rabbim! Beni sana çok şükreden, seni çok zikreden, senden çok korkan, sana itaat eden, sana saygı gösteren, sana yönelen ve tövbe eden kimse yap.” (Tirmizî, Deavât, 114)