Ölçülü olunmalı

Yüce Allah, kâinata bir ölçü ve denge koymuştur. (Kamer, 54/49.) En değerli varlık olarak yarattığı insana da tüm yaşantısında ölçülü ve dengeli olmasını emretmiştir. İnançta, ibadette, ahlakta, infakta ve diğer davranışlarda ölçülü ve dengeli olmak, olgun bir müminin özelliklerinden sayılmıştır. Her alanda aşırılık ve taşkınlık ise yasaklanmıştır. Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de her fırsatta aşırılıktan kaçınmayı ve itidali elden bırakmamayı tavsiye eder. (Hûd, 11/112) İslâm toplumu, Allah katında “vasat bir ümmet” (Bakara, 2/143.) olarak nitelendirilir. Hadislerde “mutedil (bir ümmet)” (Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 2) olarak geçen bu ifade, adalet sahibi, her şeyi yerli yerine koyan, yerli yerince yapan, her şeye hakkını veren, aşırılıklardan (ifrat ve tefritten) uzak duran, orta yolu takip eden, dengeli bir toplum olarak açıklanmıştır. Kur’an-ı Kerîm’de haddi aşanlar ve aşırıya kaçanlar şöyle uyarılır: “Ey iman edenler! Allah’ın size helâl kıldığı iyi ve güzel şeyleri haram saymayın, sınırı da aşmayın. Allah sınırı aşanları sevmez.” (Mâide, 5/87.)

---

Namazlarını özenle kılan, zekâtı veren ve âhirete kesin olarak inananlar; İşte rablerinden gelen doğru yol üzerinde olanlar onlardır, kurtuluşa erenler de yalnız onlardır. (Lokmân, 31/4-5)